Türkiye’de yaklaşık 2002 yılı öncesi verilerine göre tahmini 8,5 milyon engelli bulunuyor. Engelli yurttaşlar eğitimden sağlığa, istihdamdan ulaşıma kadar her alanda onlarca sorunla boğuşuyor. Ülkemizdeki engelliler istihdam konusunda ciddi sorunlar yaşıyor. Türkiye genelinde 25 bin 369 boş engelli kadrosu bulunmakta ve engellilere uygun kadroların açılması gerekmekte. Ülke nüfusunun yüzde 13,3’ünü engelli oluştururken, yapılan tüm çalışmalara ve bütün uygulamalara rağmen engellilerin istihdam sorunu çözülememekte.
Bürokrasinin soruna yaklaşımı bir işveren mantığı ile olamaz. Kamu görevi, yani sosyal devlet yönü belirleyici olmalıdır. Kendi kurumlarındaki engelli kadrolarını anlamsız gerekçelerle doldurmayan bürokrasi, özel işyerlerin yasal olarak çalıştırması gereken engelli kadrolarının doldurulmasını nasıl sağlayacak? Kendi sorumluluğunu yerine getirmeyen, başkasına nasıl yaptırım uygulayabilecek? Bürokrasi gerekçe üretmez, sorun çözer. Eğer engelliler çalıştırılacak kadrolar için eğitimli değilse, bu eğitimi sağlayacak olan da bürokrasinin kendisidir. Eğitim tek başına yeterli olmamakla, eğitimli sertifikalı birçok engelli olmasına rağmen istihdam yaratılmadığı görülmektedir. Bu nedenle sürecin tersine çevrilerek kişinin önce işe yerleştirilmesi ve ardından eğitilmesi planlanmalıdır. “İşbaşı eğitimi” adı verilen bu uygulama korumalı işyerlerinde de gerçekleştirilmelidir. Nitelik bahane edilmemeli, engellilerin iş hayatına entegrasyonu sağlanmalıdır.
Ülkemizde yüzde 3 olan engelli alım kotası, Avrupa istihdam kotasına orantılı hale getirilmeli ve yüzde 8’e çıkartılmalıdır. Engelliler veri tabanı oluşturulmalı, internet sayfası kurulmalı, engellilerin istihdamı ile ilgili raporlar bu sayfada toplanmalıdır. Engellilerin tercih yeri sayısı 30’dan 45’e çıkarılmalıdır. Yer değiştiren engelliler sınavlardan ayrı tutularak farklı bir şekilde yer değiştirmeli ve boşalan kadrolar değerlendirilmelidir. Tercihlerin her yıl iki kere yapılması sağlanmalıdır. Sınavların ve sınava tabi tutulanların engelli olduğu unutulmamalıdır.
Engelliler adına
Kenan MUTLU
Parklarda spor aletleri zarar verebilir
Pınarbaşı Mahallesi parkında ve diğer yerlerde, köylerde (mahalle) dahi vatandaşa hizmet için sunulan jimnastik ve spor aletleri vatandaşa sağlık yerine tehlikeler oluşturmaktadır. Bu konuda eğitmenler, öğretmenler aynı fikirdedir. Bu konuları iyice bilenlerce kullanılması gereken spor aletlerini vatandaş ısınmadan, vucudunu, kaslarını yumuşatmadan kullanmakta. Dolayıyısıyla faydadan çok zarar riski yaratılmakta.
Belediyeler bu hizmeti vatandaşına sundular iyi, hoş, güzel ama mahalle muhtarları ile çalışma yapılsa. Mahallelerde duyuru yapılarak sabah sporu yapacaklar belirlense. Belediyeden spor biriminden sorumlu (öğretici) talep olan, öğretici istenen mahallelere 1-2 saatliğine gitse. Vatandaşa spor yaptırıp, jimnastik aletlerini bilinçli kullanmayı bir süre de olsa öğretse. Vatandaş da bilinçli spor yapıp, aletleri kullansa, daha iyi hizmet olmaz mı? Yoksa bir kaç tane spor aletini parka kurup gitmek biraz kolaycılığa kaçmak olmuyor mu?
Kemal BAŞEREN
Nilüfer’de de bakımsız parklar
Nilüfer’ in merkezi yerinde iki önemli parkı var. Bunlardan bir tanesi Üç Fidan Parkı diğeri de Eker Parkı. Belediyenin parkların bakımı konusunda biraz daha özen göstermesini diliyorum. Üç Fidan Parkı’ na bir misafirimle gittiğimde orta yerde kameriyenin içi ve dışını çöpler kaplamıştı. Misafirimden ben utandım. Daha önce de benzer görüntüyle karşılaşmıştım. Eker Parkı’ na gelince. Ahşap çitlerin en altında bulunanların bir kısmı çürümüş, dökülmüş, kırılmış halde. Yenilenmeleri gerekiyor.
Tülin GENÇER