Sayın Günay Yumruktay, artık dayanamadım ve size yazmak zorunda kaldım. Her sabah Botanik Bahçesi’ne spor yapmaya gidiyorum ama maalesef spor yapılacak ne temiz bir yer kaldı, ne de oturup dinlenip nefes alabilecek bir yer…
Adım başı pislik… Pislikten geçilmiyor, ne ararsanız var. Bira şişeleri, pet şişeler, yenilmiş içilmiş, oturulan yerlerde bırakılmış yaş pastalarından plastik çatal bıçak kaşıklarından, kola şişelerinden sigara paketlerinden, izmaritlerinden, buradan yazamayacağım kadar türlü türlü pis malzemeler. Adım başı pislik. Koca koca 5 litrelik su şişeleri.
Aşağı yukarı 50 m. arayla çöp kovaları var. Çöp kovaları ağzına kadar dolup taşmış ama götürüp oraya bırakmayı dahi akıl edemeyen zavallılar.
Özellikle ağaçtan yapılmış ahşap spor aletleri kırılmış, yıkılmış, yakılmış, yakılmaya çalışılmış kullanılamaz hale getirilmiş aletler.
Hele altgeçitler iğrenç… Burnumu tutup nefes almadan geçiyorum, pisliği görmemek için gözlerimi kapatacağım ama pisliklere basarım diye koşa koşa geçiyorum.
Günlerdir doğru dürüst temizlik yapılmıyor, Temiz bir adım yer yok. Adım başı pislik, temiz yemyeşil bir yer görmek maalesef kalmadı.
Size göndermek için birçok resim çektim ama görevli kişilerin bizzat kendilerinin gidip gözleriyle görmeleri için koşu parkurunu bir tur yürümeleri yeterli olacaktır.
Umarım en kısa zamanda tertemiz bir Botanik Bahçesi ve Botanik Bahçesi’ne piknik yapmaya giden minik sınıf öğrencilerine ziyaretçilere ve il dışından gezmeye görmeye gelen misafirlere güzel, temiz tertemiz bir BOTANİK BAHÇESİ bırakmak dileğiyle.
Saygılarımla.
Bülent AYTEKİN
Sokak hayvanlarının beslenmesi
Sokak hayvanları yüzlerce yıldır mahallemizde, sokaklarımızda yaşardı ve mahalle sakinleri tarafından beslenirdi. Hemen hemen her evin bir kedisi olurdu. Özel cins kedi ve köpek çok azdı. Sokaklarda yaşayan kedi ve köpekler karınlarını doyurmanın ve hayatta kalmanın bir yolunu bulurlardı.
Pet yoktu, evlerde balık veya kuş beslerdik. Sonra kontrolsüz bir şekilde petler açıldı. Kaçak hayvan ticareti aldı yürüdü. Zamanın ebevenyleri de çocuk istiyor diye hayvan almaya başladılar. Tabii ebeveynler çocuklarına bunların mekânik veya plastik oyuncak olmadıklarını öğretmediği için yazlıklar ve şimdilerde şehir sokakları cins hayvandan geçilmez oldu.
Belediyelerimiz ve hayvanseverlerimiz sokaklara kedi ve köpek evleri yaptılar, su ve yem koydular.
Bütün bunlar çok güzel ama bir konuya dikkat çekmek istiyorum, yemler. Evet, kedi ve köpeklere verdiğimiz yemler.
13 yıldır bir kedi besliyorum. Kedimim hazır mamalar içinde alıştığı yemi yediğini ve denemek için getirdiğim yemleri yemediğini gördüm.
Hazır yemler alışkanlık yapıyor ve sokak hayvanları bu yemlere alıştıkları zaman başka yem yemeyecekler ve korkarım ki bu hayvanlar hazır yem bulamadıklarında ölürler.
Ekrem Hayri Peker
Kimya Mühendisi