Olay Gazetesi Bursa

Bir kaşı eğik Bursa ikindisi

Bursa’yı Bursa yapan kaç şair kaç şiir vardır ki… Voltaire’i büyük bir mürşit sayan yaşadığı ve dünyaya hediye ettiği kent hala kendi adıyla anılır. Ona sunulan büyük bir vefakarlık ve saygı misali… Ya bizde… Bir taş parçasına kazılı bir iz bile yoktur… Oysa hayatı ebedi kılan ve balkıyan o şehrengizvari dizeler varken… Hala eksik tarafının […]

Bursa’yı Bursa yapan kaç şair kaç şiir vardır ki… Voltaire’i büyük bir mürşit sayan yaşadığı ve dünyaya hediye ettiği kent hala kendi adıyla anılır. Ona sunulan büyük bir vefakarlık ve saygı misali… Ya bizde… Bir taş parçasına kazılı bir iz bile yoktur… Oysa hayatı ebedi kılan ve balkıyan o şehrengizvari dizeler varken… Hala eksik tarafının iliklerine kadar işlediği bu sebeple varlığından yokluğundan şüphe duyarak sahiplendiğimiz geçmiş… Onu yarına taşıyacak kitapların o bir çiçek gibi sararıp solan yapraklarında mı saklanmalı? O zaman bundan dolayı ne diye müştekiyiz ne diye sızlanıp duruyoruz ki… Şehir şiir olmadan hangi yüreği titretir. Setbaşı, Yeşil, Tahtakale… Bir mahal hüviyeti olmaktan öte kaç mana ifade ederdi ki… İşte Ahmet Uysal Bursa için böyledir. O Bursa’yı yeniden ören bir yürek işçisi gibi. Adı ve yüzü taşlardan oyulmasa da o yüreği ve şiiri ile ebedi belleğimizde: Ömrümü çelmeseydi Bursa/unuturdum o sokakları/kalmazdı kaçamak günlerden/bu ıslak gül kokusu da/Bursa’yı sevdim ya, sanki/kırgın bir aşk acısıyla/sürüklenip gidiyorum/yirmi yıldır oradan oraya/yağmurlu bir güz akşamı/dönecekmiş gibi Bursa’ya.

Bursa… Vefasız bir şehir… Haykırsan sesin işitilmez başka bir şehirde olsan nefesin duyulur falan derler.. Sanırım o öteki şehir olsa olsa İstanbul olsa gerek… Taşralılık İstanbul dışındaki mütefekkirin en umumi kaderi… Bunu hala kıramamışız. Nasıl kırılsın ki metamorfoz her yıl tersine işleyen bir saati gibi memleketin. “Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar” demiş ya Namık Kemal. Yani gerçeğin şimşeği düşüncelerin çatışmasından doğar… Bırakın bu fikri bile benimseyemedik ve hakkını veremedik bir türlü… Bir başlangıcı mutlaka olması gerekliyken takılıp kalmışız halbuki ve o muammalı kaseti geri sarıp durmuyor muyuz?

Tamer Uysal

 

Su aboneliği İmar’a uygun olan binalara

 

Olay Gazetesi 06/11/2015 tarihli Söz Sizde Köşesi’nde,Engelli çocuğum var suyumuz yok “ başlıklı yazı ilgili birimler tarafından incelenmiştir.

İlgili kurumumuzda abonelik işlemleri yürürlükteki 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında tesis edilerek yürütülmektedir. İmar Kanunun 31. maddesinde “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izni alınıncaya kadar ,elektrik su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak kullanma izin alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir. “denilmektedir. Ayrıca aynı kanunu geçici 11. maddesinde “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara, yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Ancak yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” denilmektedir. Binanın yapı durumu söz konusu İmar Kanunu hükümlerine uyması durumunda yapıya su verilmesi mümkün olacaktır. Aksi durumda binaya su aboneliği tesis edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bilgilerinize sunar, iyi çalışmalar dileriz.

Büyükşehir Belediyesi

Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü