Ekonomi gündeminde çeşitli düzenlemelere rağmen bir türlü rayına oturmayan bir konu var. Son dönemlerde sıkça tartışılan zorunlu trafik sigortası, tarafları memnun eden bir yapıya henüz kavuşmuş değil.
Yeni düzenleme sinyali de Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten kısa süre önce geldi.
Ancak, şimdiye kadar atılan adımlarda vatandaşın da mağdur olduğu sigorta şirketlerinin de sıkıntı yaşadığı dönemler oldu.
Peki temel sıkıntı ne? Sorun niye çözülemiyor?
Bu soruları Sigorta Eksperleri İşveren Sendikası (SEİS) Genel Başkanı Mesut Cemil Boyner’e yönelttik.
“Berbere gitseniz berberler odası tarifesini görürsünüz. Taksiye binseniz taksimetre tarifesi karşınıza çıkar.
Malların kalitesine göre fiyatları değişik olabilir.
Ama hizmet sektöründe standartlaşmış bir tarife sistemi vardır!
Çünkü verilen hizmetin sınırları bellidir. Sigortacılık sektörü bir hizmet sektörüdür.
Hiçbir sigorta şirketi genel şartların dışında hareket edemez”.
Sektörde tarifelerin önemine dikkat çeken Boyner, trafik sigortasındaki serbestinin temel sorun olduğunu vurguluyor.
“Yangın sigortası tarifelidir. Mallar ve demirbaşlar fiyatı sabit bir çarpan ile çarpılır ve sigorta bedeli bulunur.
Ferdi kaza sigortası da tarifelidir. Kişinin belirlediği tutar belli bir çarpan ile çarpılarak sigorta primi bulunuz. Tarım sigortaları tarifelidir.
Dikkat edilirse tüm bu branşlarda bir tane sorun gündeme gelmemektedir.
Ama hangi akla hizmet zorunlu trafik sigortası fiyatları serbest bırakıldı!”.
Boyner’e göre sektörün ruhuna aykırı olan serbestlik; sorunları da beraberinde getirirken bir de havuz sisteminin yarattığı sıkıntılarla karşı karşıya kalınmakta.
“Bir yanda devletin zorunluluğu var! Diğer yanda hizmet standartları belli.
Böyle olmasına karşılık trafik sigortası fiyatları serbest bırakıldı.
Şimdi ticari vasıtalar için havuz sistemi devrede.
5684 sayılı kanunun 12. maddesine aykırı olarak yapılan bu uygulama hep sorun oldu”.
Sigorta şirketleri kayırılıyor mu?
Yüksek primlerin bir türlü gereken seviyelere inmediğinin altını çizen SEİS Genel Başkanı Boyner, sigorta şirketleri lehine olabilecek yeni düzenlemeyi anlamakta zorluk çektiğini söylüyor.
“Hazine Müsteşarlığı’nın dışında ilgili bakan bile sigorta şirketlerinin fiyatlarının yüksekliğinden şikâyetçi.
Ama sigorta şirketleri ekonomi yönetimini dikkate almayarak hala yüksek prim toplayıp en az hasar ödeme peşindeler!
Üstelik sigorta şirketleri milyonlarca lira kar açıklamakta.
Ve şimdi bu tabloya rağmen ekonomi yönetimi yeni tarife düzenlemesinin peşinde.
Anlaşılır gibi değil”.
“Koyun pazarlığı yapar gibi”
Boyner’e göre hasar pazarlığına yol açan düzenleme de vatandaşın aleyhine!
“Genel şartlara bir de anlaşma diye bir madde getirildi.
Yani kişinin alacağı 10 TL ise koyun pazarlığı yapar gibi 5 ya da 6 liraya anlaşacaksınız.
Peki zararın karşılanmayan kısmı ne olacak?
Onu da vatandaş cebinden ödeyecek.
Sigortacı hasarı karşılayıp kişinin kazadan önceki durumuna gelmesini sağlamakla mükelleftir! Görevi budur.
Ama arabulucu ile sigorta şirketince pazarlık yapılması sektör adına bir ayıptır”.
Yapılan hataların özellikle son iki yılda sektöre hasar verdiğini ve güven kaybı oluştuğunu belirten Boyner, arabuluculuk nedeniyle de sorunların artacağını savundu!
“Arabuluculuk olayının Hazine tarafından kabul edilmesi bir hatadır.
Hazine halkın şikayet makamı olarak bu şekilde karar verirse vatandaş kime gidecek derdini kime anlatacak?”.