Yeni sistemin ilk kabinesi yemin ederek göreve başladı.
Şimdi icraat zamanı.
Ekonomi açısından tabloya bakıldığında birikmiş sorunlara acil neşter gerektiği açıkça görülüyor.
Ancak yepyeni bir modelle yeniden yapılanan ekonomi yönetiminin zamana ihtiyacı olduğu da açık!
Çünkü hem bakanlık sayısı azaltıldı. Hem de birleştirilen bakanlıkların etki sahası değişti.
Üstelik bir de strateji ve politika üretiminden sorumlu kurumlar oluşturuldu.
Kurullar ve ofislerin doğrudan cumhurbaşkanına bağlı olması da bir yenilik.
Yeni sistemde ekonomi yönetimini kapsayan doğrudan 3 bakanlık, 3 ofis ve 7 kurul bulunuyor.
Ancak, ekonomiyi dolaylı etkileyen en az 6 bakanlık daha mevcut.
Kabinedeki isimlere bakınca bir isim hariç tümünün yeni olduğunu görüyoruz!
Hatta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bile ekonomi yönetimi açısından yeni bir isim sayılır.
Dolayısıyla hem altyapı hem de isimler açısından neredeyse sıfır kilometre bir görüntü var ekonomide.
Yani taze bir başlangıç söz konusu!
Bu tablonunsa hem pozitif hem de negatif yansımaları olabilir.
Çünkü…
Öncelikle pozitif tarafa baktığımızda yeni ekonomi yönetimi ve yapılanmasının yeni ve kökten çözümler üretmesi daha kolay olabilir.
Yani reformist yaklaşımlar için yeni bir sayfa açma opsiyonu uygun bir zeminle karşımıza çıkmakta.
Özellikle de arka planda strateji üretecek güçlü yapıların kurgulanmış olmasının ciddi faydaları olabilir bu bağlamda!
Bakanlıklardaki isimlerin çoğunun deyim yerindeyse sahadan gelmiş olması da ayrı bir avantaj niteliğinde!
Mesela Enerji Bakanı olmadan önce Berat Albayrak işdünyasında başta finans olmak üzere değişik kademelerde tecrübe kazanmış bir isimdi.
Edinilen bakanlık deneyimini saha birikimiyle birleştirdiğimizde Hazine ve Maliye Bakanı olarak olumlu getirileri beklenebilir.
Keza Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin özel sektör tecrübeleri de mevcut.
Hatta bazı isimler sektörlerince iyi bilinmekte!
Ancak burada bir handikap da oluşmakta.
Kararlı adımlar gelirse
Özel sektör tecrübelerine karşın devlet tecrübelerinin hayli az olduğu bir kadro ekonominin başına geçmiş durumda.
Dolayısıyla bir uyum dönemine ihtiyaç olduğu kesin!
Zaten yeni sistemin oturması da zaman alacaktır.
Bu anlamda piyasaların kabineye verdiği ilk tepkinin zamanla değişmesi ihtimali mevcut.
Doların kabinedeki isimlerin belli olmasının ardından 20 kuruşa yakın bir yükselişe imza atmasında…
Yeni isimlerin bolluğu yanında Mehmet Şimşek ve Naci Ağbal gibi beklenen isimlerin devredışı kalmasının payı var.
Ayrıca Merkez Bankası’na önümüzdeki dönemde atanacak isimler de soru işareti olarak piyasaların gündemine girdi!
Kısacası yeni ekonomik program ve yol haritasının ortaya çıkması öncelikli şart.
Ardındansa yeni bakanların icraat kapasiteleri yakın takip altında olacak.
Çünkü piyasalar daha ziyade sonuç odaklı hareket etmekte.
Neticede para ve maliye politikalarına endeksli öncelikli gündeme dair yaşanan her gelişme piyasalarda karşılık bulacaktır.
Sözün özü; tablo netleşene kadar piyasalarda oynaklığın yaşanması kaçınılmaz görünüyor!
Ancak, kararlı adımların sahnelenmesiyle daha istikrarlı zamanlara kavuşmamız da zor değil.