Uzun süredir zorlu bir mücadele alanı olan işsizlikte nihayet pozitif gelişmeler görmeye başladık.
İlk çeyrekte ulaşılan yüzde 7,4’lük büyümenin nispeten işe yaradığını görmek sevindirici.
Çünkü TÜİK’in açıkladığı orta noktası mart olan ve 3 aylık ortalamayı içeren veri seti işsizlikte tek haneye ramak kaldığını gösteriyor!
2018 Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre işsiz sayısı 432 bin kişi azalarak 3 milyon 210 bin kişiye geriledi.
Böylece işsizlik oranı da 1,6 puanlık azalışla yüzde 10,1’e indi.
Söz konusu dönemde tarım dışı işsizlik 1,8 puan, genç işsizlik oranı ise 3,7 puan düşüş kaydetti.
Umutları artıran bu temel rakamlara istihdamdaki 1 puanlık artışı eklemek de şart!
Tarımda istihdam edilenlerin 27 bin kişi azaldığı mart döneminde…
Toplam istihdamda sanayi sektörünün payı 0,3 puan, hizmet sektörünün payı 0,5 puan artış gösterdi.
Yani istihdam depoları işe yaramaya başlamış.
Ve işgücüne katılımın yani iş arayanların artmaya devam ettiği dikkate alınırsa istihdamdaki yükselişin önemi daha net anlaşır!
İşgücüne katılma oranı martta 0,2 puan artışla yüzde 52,4 seviyesine çıktı.
Ancak, burada ilginç bir ayrışma dikkat çekiyor.
Erkeklerde işgücüne katılım 0,1 puan azalırken kadınlarda 0,5 puanlık artış olması…
Kadınların sahaya daha fazla çıkmaya başladığının işareti!
Ama hala kadınların işgücüne katılımı yüzde 33,4 gibi çok düşük bir seviyede bulunuyor.
Marttaki pozitif tablo işsizlikle mücadelede; yüksek büyümenin de etkisiyle yol alındığını gösteriyor.
Çünkü 2017 başlarında yüzde 13’ü bulan işsizlik vardı Türkiye’de!
Ve yaklaşık 13 aylık sürede 2 puanlık bir azalma gerçeklemiş atılan adımlarla.
Ancak, büyümenin istihdamı yeterince desteklediğini söylemek de mümkün değil bu tabloda.
Sonuçta kalıcı istihdam yaratan üretken bir büyüme modeli önem taşıyor Türkiye adına!
Çünkü genç ve dinamik bir nüfusun iş ihtiyacını süreklilik arz eden biçimde karşılamak zorundayız.
Ve gelişmiş statüdeki ülkelerde karşımıza çıkan yüzde 4 – 6 bandındaki doğal işsizlik oranlarına gelebilmek için de yepyeni bir ekonomi anlayışına ihtiyacımız olduğu ortada!
Oysa Türkiye son 14 yılda en düşük yüzde 8 seviyesini görebilmiş.
Yani köklü reform dönemine girmemiz şart.
Yoksa işsizliği tek hanede bile görmek hayli zor olur!
2018’in yaz aylarında mevsimsellik etkisiyle yüzde 9,7 – 10 aralığında bir işsizlik ufukta gözüktü aslında.
Ama kalıcılığı bir miktar şüpheli.
Yavaşlama eğilimi ve mevsim faktörü
Mevsim etkileri arındırıldığında istihdam oranı 0,1 puan azalmakta.
Ve işsizlik oranı da 0,1 puan artışla yüzde 9,9’a çıktı tekrar.
Yani mevsimsel destek kalktığında yeniden çift haneye doğru hamle gelebilir demektir.
Keza mayısla beraber öncü büyüme göstergelerinde yavaşlama sinyalleri gelmeye başladı!
Yükselen faizler ve döviz kurları ekonomiyi yavaşlatacak potansiyeli de taşıdığından istihdam artışına bir nevi fren söz konusu.
Seçimlerin ardından gelebilecek vergisel tedbirlerin ise kısmi bir yavaşlatma etkisi olabilir.
Neticede bu yıl anlık tek hane umudu söz konusu işsizlikte!
Kronikleşme eğilimindeki çift haneli işsizliğin kaderini değiştirmek şart.
Sözün özü; kalıcı ve tatminkar işsizlik oranlarını yakalamak Türkiye’nin en büyük ev ödevi.