Ve nihayet paranın patronu adım attı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun dünkü toplantısından faiz artış kararı çıktı.
Murat Çetinkaya ve ekibi, piyasa faizlerinin altında kalan geç likidite penceresi borç verme faizini yükseltti.
Neticede 75 baz puanlık artışla yüzde 13,50’ye yükselen bir faizle karşılaşsak da hala piyasa gerçeklerinin altında kalan bir tablo söz konusu!
Yine de piyasa beklentisinin üst seviyesinden bir artış yapıldığını söylemek mümkün.
Nitekim ilk anda olumlu piyasa reaksiyonuyla karşılaştık.
Döviz kurları geri çekildi.
Ancak, artırım kararının önceden büyük oranda satın alınmış olması, düşüş trendinin zayıf kalmasına yol açtı.
Hatta MB’nin açıklama metnindeki bazı cümleler enflasyon endişelerini artırınca kurlar yeniden yükselişe geçti!
Yani Merkez’in fiyat istikrarına yönelik kayıtsız kalmaması pozitif bir gelişme olarak yorumlansa da kaygıları azaltan bir duruşun sergilenmediğini görüyoruz.
Peki yatırımcıyı MB’nin hangi ifadeleri yeniden dövize yöneltti?
“Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir.
İthalat fiyatlarındaki yükseliş söz konusu riskleri artırmıştır”.
Bu cümleler kısa vadede enflasyonda inişin beklenmediği algısını güçlendirdi.
Neticede 75 baz puanlık artışla gelecek kur avantajının da kaybolacağı öngörüsüyle yeniden dövize yönelim yaşandı.
Kısacası dün attığı adımla piyasaya “kontrol bende” demeye çalışan Merkez, endişelerini de saklamayarak faiz artışının yetersizliğine vurgu yapmış oldu!
Dolayısıyla “ne şiş yansın ne kebap” tarzında bir sonuçla karşılaştık.
Çünkü kurlardaki yükseliş sınırlanmış olsa da, iniş yönünde net bir baskı oluşturamadı faiz kararı.
Ayrıca, kredi faizleri açısından da umulan düşüşün pek de kolay olamayacağını söylüyor MB’nin açıklamaları!
Sözün özü; Türkiye’nin faiz ve kurla imtihanı sürüyor.
Aktaş ABD yolunda
Bursa firmalarının kökleşmesi ve küresel oyuncu olması Türkiye adına önem taşıyor.
Bu anlamda 80. yaşını kutlayan Aktaş Holding, yüzden fazla ülkeye ihracat yapan bir kuruluş niteliğiyle örneklik teşkil ediyor.
Peki yeni hedefleri neler?
Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Aktaş ve İcra Kurulu Başkanı Sami Erol’un misafiri olduğumuz ziyarette kuruluşun büyüme stratejisini öğrendik.
Ve Sami Erol’un da dikkat çektiği Ar-Ge odaklı, katma değerli ve yenilikçi üretim anlayışının nasıl bir sonuç verdiğine şahit olduk.
Neticede kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik bazında bir büyümeyi global bir oyuncu olarak gerçekleştirme hedefiyle karşılaştık.
Nasıl mı?
‘Her alanda dijital dönüşümle global liderliğe’ teması, yenilikçi ve verimlilik esaslı ürünleri öne çıkarmış!
Ve sektörel bazda lider markalarla büyümeye stratejisi; Erol’a “dünyadaki araç üreticilerinin global tedarikçisi olmayı hedefliyoruz” dedirtiyor.
Sonuçta birçok ülkede doğrudan yatırımları olan Aktaş, Amerika’dan Japonya’ya uzanan yelpazede yatırımlara hazırlanıyor!
“ABD’de Daimler Mercedes ile yaptığımız anlaşma kapsamında, bölgedeki tüm aftermarket pazarını yakından ilgilendiren önemli bir adım atmış bulunuyoruz.
Amerika, Hindistan veya Rusya’da yeni yatırımlar öngörüyoruz.
ABD’de teşvik listesine girdik.
Ayrıca dünyada raylı sistem yatırımlarının 3’te 2’sini oluşturan Çin, Hindistan ve Japonya pazarlarında yer almayı hedefliyoruz.
Özellikle Hindistan yakın vadede bizim için önemli”.