Kentin küresel çaptaki sektörel etkiliği olan Bursa Endüstri Zirvesi TÜYAP’ta start aldı.
Dört ayrı fuarda dünyanın dörtbir yanından katılımcı boy gösteriyor.
Takım tezgahlarından 3 boyut yazıcılara geniş bir yelpazede son teknolojiler görücüye çıkmış vaziyette.
Elektrik donanımlarından otomasyonun tüm süreçlerine…
Sanayinin ihtiyaç duyduğu ekipmanlar 410 katılımcı firmanın sunumuyla ekonomiye katkı sağlıyor.
Ve BTSO’nun Ur-Ge projeleri ve ticari safarileri kapsamında da bin 100’ün üzerinde yabancı işadamı ikili iş görüşmeleriyle ürün almaya gelmiş vaziyette.
Neticede bu zirvenin çeyrek milyar doları bulan bir iş hacmi yaratması söz konusu.
Kısacası yılsonu itibarıyla bilançoları parlatmak için güzel bir fırsat var.
Ama asıl önemli olan Bursa ve Türkiye’nin sektördeki gerçek gücünü kalıcı biçimde dünyaya göstermek.
Niye mi?
Dünya ticaretinde makine sektörünün yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık payı var.
Peki Türkiye bu işin neresinde? Son 20 yılda hayli yol alınmış.
Ve yıllık ortalama yüzde 20 gibi yüksek bir sektörel büyüme performansına imza atılmış.
Geçen yıl ulaşılan ihracat rakamıysa 13,5 milyar dolar seviyesinde.
Bu yıl ise 15 milyar dolara giden bir hız var!
Sektörün Türkiye’nin genel ihracatındaki payı yüzde 9-10 civarında seyrediyor.
Yani neredeyse tek başına ülke ihracatının onda birini sırtlamış makineciler.
Ve neticede ülkedeki toplam Ar-Ge harcamalarının yüzde 10’unu gerçekleştiren bu sektöre sahip çıkmak şart görünüyor.
Çünkü sektörün gücü var. Ancak stratejik biçimde desteklenmeyince dünya ticaretindeki pastanın çok küçük bir dilimi bize kalmakta.
Üstelik yerli ürünlerin bir de yüksek ithalatla kapışmak zorunda kalması gibi bir sorun yaşıyoruz.
Yani milli bir makine anlayışının yerleşmesi şart.
Peki nasıl?
Devletin stratejik desteği şart
Bu konuda canla başla çalışan ve Bursa Endüstri Zirvesi’ne de imza atan Makina İmalatçıları Birliği Başkanı Ahmet Özkayan ve Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği Başkan Yardımcısı Murat Akyüz’le sektördeki gidişatı konuştuk.
Mevcut büyüme trendinin özellikle iç pazarda yeterince desteklenemediğine dikkat çeken Özkayan…
Devletin stratejik desteklerinin devreye girmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Pazarlama, markalaşma ve kalite anlamında yol almamız lazım. Bu nedenle devletin oyunu iyi kurgulaması gerekiyor.
Turquality gibi destekler önemli. Ama rakiplerle finans anlamında başedemiyoruz. Zayıf kalıyoruz!
Bu alandaki teşvikler de önemli.
İç pazarda ise ithal ikinci el makinelerin teşvik edilmesi ciddi bir sorun”.
Üretimin milli gücü
Desteklerin devreye girmesiyle ihracattaki kilogram değerin 20 dolara kadar çıkarılabileceğini kaydeden Özkayan…
İç talebin yerli üretimle karşılanması konusunda da bir stratejiye vurgu yapmakta.
Sözün özü; milli üretimin milli güç haline gelmesi gerektiği mesajı öne çıkmakta!
Bir milyar dolarlık takım tezgahları sektörünün temsilcisi Murat Akyüz de destek ihtiyacına dikkat çekiyor.
“Makineleri yapan makinelerdir takım tezgahları. Yani kalıpçılıkla birlikte endüstriyel üretimin başlangıç noktasıyız.
Türkiye’de ve Bursa’da kendini ispatlamış hayli etkin markalar var.
Dünyada da boy gösterme gayretlerimiz artıyor.
Bu anlamda devletin sektöre sahip çıkarak bizi desteklemesi lazım”.