Gözler enflasyonla mücadele programında.
Tüm Türkiye’nin kazançlı çıkması hedeflenen dolayısıyla topyekün olması şart olan bir programla yola çıktık.
Kamu kurumları öncülüğünde fiyat indirimleri başladı.
Katılım sağlayacağını açıklayan özel sektör temsilcileri de sahne alma sürecinde.
Ve öncelikle büyük market zincirlerinin katılımı söz konusu.
Programa destek ve haksız rekabete uğramama gibi kriterler nedeniyle yerel zincirlerin de sahne alması söz konusu olabilir.
Ancak tüketici tarafından tabloya baktığımızda bir belirsizlik görülüyor!
Çünkü…
Bir yanda katılımcı firmalar yeni yeni netleşmeye başladı.
Diğer yanda da marketlerde hangi 50 ürünün yüzde 10’luk indirime gireceği henüz belirsiz.
Ve bazı endişeler de söz konusu.
Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, seçilecek ürünlerin zaten indirime girecek türde yada sezon sonu niteliğinde ürünler olmaması gerektiğini söyledi.
“İndirim yapılacak ürünlerin vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılayan ağırlıkta olması lazım.
Sezon sonu yada kampanyaya girme hazırlığındaki ürünler tüketicinin karşısına indirimli olarak çıkarılması sağlıklı bir adım olmaz.
Son aylarda yapılan yüksek zamların ardından yüzde 10’luk bir indirimin enflasyonu dizginlemesi zaten zorken...
Bu tür adımların enflasyonla mücadeleye de somut bir katkısı olmaz.
Yani mücadele programı fırsata dönüşmemeli”.
Halihazırda ciddi oranda fırsatçılık yapıldığına dikkat çeken Sıtkı Yılmaz, bunun önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Üzerimize düşeni yapmaya hazırız”
Enflasyonla mücadelede toplumun tüm kesimlerinin fedakarlık yapması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, “biz tüketici örgütleri olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız” mesajını verdi.
BTD Başkanı Yılmaz’a göre geçici indirimlerden ziyade üretimin desteklenmesi ve aracıların azaltılmasıyla enflasyonu dizginlemek mümkün olabilir!
“Özellikle küçük üreticinin korunması ve desteklenmesi çok önemli.
Üretim maliyetlerine verilecek desteğin yanısıra aracıların azaltılması da gerçek ucuzluğu tüketicinin karşısına getirebilecek unsurlar arasında yer alıyor”.
Paritenin yarattığı riskler
Dolar/TL’de dün 6,02 seviyesine kadar gevşeme yaşandı.
Ama küresel çapta doların zayıfladığını söylemek zor.
Zaman zaman dalgalanmalar yaşansa da özellikle Euro, dolar karşısında adım adım geriliyor son aylarda!
Altı ay önce 1,234 seviyesinde seyreden Euro/dolar paritesi dün itibarıyla 1,151 düzeyinde seyrediyordu.
Hatta hafta içinde 1,144’leri de gördük.
Kısacası ortalama yüzde 7 civarı bir düşüş söz konusu.
Neticede kararsız bir seyir görülse de genel trend Euro’nun eski günlerinden uzaklaşması işaretlerini taşıyor!
ABD tahvil faizlerindeki yükseliş paritenin dolar lehine bir havada seyretmesine yol açmakta.
Eğer Avrupa Merkez Bankası para sıkılaştırma süreçlerine öngörülenden önce başlamazsa Euro/dolardaki zayıf trend gündemde kalmaya devam edecektir.
Türkiye için farklı bir riski beraberinde getirebilecek bu gelişmenin iş dünyası tarafından yakın takibe alınması şart.
Neden mi?
Çünkü Türkiye’nin ithalatı dolar ağırlıklı olmasına karşın ihracatı Euro ağırlıklı bir yapıda.
Özellikle Bursa açısından da kritik sektörler olan otomotiv ve tekstil büyük oranda Avrupa pazarına hitap ediyor!
Dolayısıyla ihracatçıların parite azizliğine karşı da kendini sigorta ettirmesinde fayda var.