Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Tek haneli enflasyon hayal mi?

Vatandaşın cebini yakan enflasyon canavarı formdan düşmemekte kararlı.

Aslında TÜİK’in açıkladığı şubat rakamları tüketici fiyat artışlarında inişe işaret ediyor.

Ancak, 0,1 puan gibi çok sınırlı bir gerileme var yıllık TÜFE’de!

Ve tek hane beklentilerinin baz etkisiyle arttığı bu aylarda gelinen yıllık enflasyon seviyesi yüzde 10,26 ile kafaları karıştırdı.

Neden peki?

Öncelikle yüzde 0,5’lik artış beklenirken aylık enflasyonda yüzde 0,73’lik yükselişle karşılaştık.

Yani baz etkisinden yararlanma oranı hayli düşük kaldı!

Düşüşü sınırlayan etkenlere baktığımızda ise gıda fiyatlarının vatandaşa yine çelme taktığını görüyoruz.

Taze meyve ve sebze fiyatlarındaki artış gıdanın aylık TÜFE’ye 0,52 puanlık baskı yapmasına yol açmış.

Ve ayrıca genel enflasyona katkıları gıdaya oranla sınırlı olan ev eşyası, konut, sağlık ve lokanta – oteller gruplarındaki artış da

Toplamda aylık TÜFE’yi beklentilerin ötesinde taşımada katkı sağlamış görünüyor!

Özellikle aylık yüzde 2,57 artan sağlık grubu fiyatları dikkat çekmekte.

Ancak, sağlığın sepet ağırlığının 2,64 puan olması genel enflasyona yansımasını hayli sınırlı kılmakta.  

Giyim ve ayakkabı grubu fiyatları ise mevsim sonu etkisiyle yüzde 4’lük geri vites yapmış şubatta.

Ama bu geçici etki de manşet enflasyonu aşağı bastırmakta zayıf kalmış durumda.

Aylık bazda yüzde 0,3’le ılıman bir artışa imza atan ulaştırma grubunun

Hala yıllık bazda yüzde 13,2’lik bir enflasyonu temsil etmesiyse geçmiş dönemin olumsuz bir yansıması olarak baskı yaratıyor.

Kısacası geçici faktörler lehimize işlemekte tereddüt ediyor!

Peki tek haneyi görebilecek miyiz?

Önümüzde mart ve nisanın 2017’deki yüksek aylık enflasyonlarının verdiği bir şans var.

Yani baz etkisi hala tek hane umudunu canlı tutuyor.

Ancak, gıdanın katkısı gelmezse bu fırsatın geçici hale dönüşmesi kaçınılmaz olur!

Çünkü martla birlikte giyim kuşamda yeni sezon fiyatlarının baskısı belirecek.
 

Kur ve kuraklık riski
 

Ayrıca kur baskısının temel mal grubunda yüzde 15’i bulan yıllık fiyat artışlarına yol açması düşüş trendini sınırlama potansiyeli taşımakta.

Yani iç talep de gücünü korumakta.

Son yağışlara rağmen zamları tetikleyebilecek bir kuraklık riskinden de bahsetmek mümkün!

İşçilik ve benzeri maliyet artışlarının geçici yansımalarını da hissetme ihtimali mevcut.

Riskler hanesine şubatta aylık yüzde 2,68 artan üretici fiyatlarını eklemekte fayda var.

Çünkü yıllık ÜFE yüzde 12,1’den yüzde 13,7’ye çıktı bu veriyle birlikte!

Enerji ve ithalat ürünlerin yarattığı baskı üretici maliyetlerinin düşüşü önünde engel olarak durmakta.

Kronik yaraya neşter şart 

Ayrıca geçici etkilerin devredışı bırakılmaya çalışıldığı çekirdek enflasyon göstergeleri de şubattaki sınırlı düşüşe rağmen hala manşet enflasyonun üstünde bulunuyor.

Örneğin C grubu enflasyonu yüzde 11,94 seviyesinde bulunuyor!

Kısacası tek haneli enflasyonu görsek bile yeniden tırmanış geçme ihtimali hayli güçlü.

Ve yılsonu yüzde 10’un üzerinde bir rakam sürpriz olmaz.

Mevcut manzarada Merkez Bankası’nın bu haftaki toplantısında bir faiz adımı atması sürpriz olur!

Sözün özü; kronikleşen çift haneli enflasyon dönemini yaşamaktayız.

Bu tablo ise hem vatandaşın hem de ülkenin ekonomik dengelerini bazmaya aday bir görüntü sergiliyor.

Neticede enflasyonla mücadeleye daha fazla emek ve zaman harcanması şart.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X