Ekonomide moral veren rakamları görmeyi özlemişiz.
Her ne kadar doların rekor üstüne rekor kırdığı bir belirsizlik ortamında yol alıyor olsak da…
TÜİK’in dün açıkladığı 2015’in ikinci 3 aylık dönemine ait milli gelir verileri...
Ve ilk çeyreğe ait 0,2 puanlık yukarı revizyon…
Ekonominin hiç olmazsa yakın geçmişte umulandan iyi performans gösterdiğini ortaya koydu!
Milli gelirimiz yılın ikinci çeyreğinde 2014’ün aynı dönemine oranla yüzde 3,8 artış kaydetmiş durumda.
Beklentileri epey aşan bu performansla da…
İkinci çeyrek itibarıyla dünyada en hızlı büyüyen yedinci ekonomi olduk.
Üstelk ekonomisinin canlanmasıyla övünüp faiz artırma hazırlıkları yapan ABD’yi bile 0,1 puanla da olsa solladık!
Peki bu sürpriz sayılabilecek büyüme rakamının altında ne var?
İhracatın negatif etkisine rağmen sanayi üretimimizdeki artış dikkat çekici.
Net ihracatın büyümeyi 2015 yılının ilk yarısında 1,2 puan aşağı indirmesi…
Dıştan destek yerine köstek geldiğinin en net göstergesi!
İhracattan umudunu kesen sanayici ise…
Seçim atmosferinden yararlanarak iç piyasadaki artan hareketliliği değerlendirmiş…
Ve kısmen de stoklara çalışmış!
İmalat sanayi sektörünün büyüme üzerindeki payının yüzde 25,9 olduğunu dikkate alırdığımızda…
Bu cepheden gelen yüzde 5’lik desteğin önemi de daha net biçimde ortaya çıkıyor.
Keza tarımdan gelen yüzde 6,7’lik artış rakamı da…
Milli gelir artışına ciddi katkı sağlamış vaziyette.
Kamu harcamalarıyla vatandaşın tüketimini artırması da büyümenin hızlanmasında önemli paya sahip!
Hanehalklarının yani vatandaşın tüketim harcamaları ikinci çeyrekte yüzde 5,6’lık artış kaydetmiş durumda.
Devletin tüketim harcamaları ise yüzde 7,2’lik artışa imza atarak milli geliri tırmandırmış.
Ancak, vatandaşın tüketiminin devletin tüketiminden 7 kat fazla olması nedeniyle… Özel tüketimin asıl lokomotifi temsil ettiğini söylemek mümkün!
Üçüncü çeyrekte işimiz zor
Neticede ikinci çeyrekteki zıplama ve ilk çeyreğe ait revizyon…
2015’in ilk yarısındaki milli gelir artışını yüzde 3,1’e taşıdı.
Peki ikinci yarıdaki yükseliş sürer mi?
Yıllık yüzde 4 büyüme hedefi için umut doğdu mu?
Öncelikle yükselişin aynı hızda sürmesi zor!
Çünkü özellikle üçüncü çeyrekte güçlü bir baz etkisi var.
2014’ün üçüncü çeyreğindeki 33,6 milyar liralık milli gelir…
Şimdiye kadar çeyrek dönemler açısından en yüksek rakam.
Dolayısıyla bu yılın aynı döneminde bu seviyenin yüksek bir oranda aşılması hayli zor!
Küresel belirsizliklere eklenen siyasi belirsizliğin olumsuz etkilediği bir talep söz konusu çünkü.
Temmuz ve ağustos aylarına dönük kapasite kullanımı, sanayi üretimi ve ithalata dönük veriler…
İç talebin zayıf seyrettiğini teyit ediyordu!
Nitekim dün açıklanan 3,15 milyar dolarlık temmuz ayı cari açığı da ikinci yarıya iyi bir başlangıç yapamadığızı gösterdi.
Otomotiv Sanayii Derneği‘nin açıkladığı ağustosa ait üretim rakamlarıysa bardağın dolu tarafına işaret etmekte!
Türkiye’deki toplam otomotiv üretimi ağustosta yüzde 34 artışla 76 bin 987 adete ulaşarak…
Lokomotif sektörlerin başındaki otomotivin büyümeyi en azından üçüncü çeyrekte de destekleyeceğini ortaya koydu.
Ancak genel manzara yüzde 4’lük hedefin yakalamamızın pek mümkün olmadığını gösteriyor.
Hatta ilk 6 aydaki yüzde 3,1’lik büyümeyi muhafaza etmemiz de pek kolay olamayacak!