Türkiye 2018’e yüksek büyüme rakamlarıyla başladı.
Her ne kadar kompozisyonu ve vatandaşa yansıması gibi tartışma konularına seçim meydanlarında rastlasak da!
İlk çeyrekteki büyüme yüzde 7,4’le yıl geneli de için umut vaat etti.
Ancak bu büyüme; cari açık, borç ve enflasyon anlamında yan etkileri barındırmasından dolayı…
Aynı hızda sürme şansı olmayan bir milli gelir artışını temsil ediyor!
Özellikle küresel finans koşulları da pek elverişli bir durumda değil.
Dolayısıyla mayıstan itibaren ekonomik hızın yavaşlaması ve bir nevi soğumanın gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel.
Ama nisana ait ilk öncü göstergeler ikinci çeyreğinde de güçlü bir duruş sergileyebileceğine işaret ediyor!
Çünkü sanayi üretimi beklentilerin üstünde bir artışa imza atmış durumda!
Nisanda sanayi üretimi yıllık yüzde 6,2 ile yüzde 5,7’lik piyasa beklentisinin üzerinde büyüdü.
Aylık bazda yüzde 0,9 artışı da dikkate aldığımızda büyümenin temel dinamiklerinden olan sanayinin hızlı başladığını söyleyebiliriz.
Özellikle üretim artışında imalat sanayinin 5,5 puanlık katkısı çarkların dönme isteğini göstermekte!
Bu tabloya imalat sanayindeki 24 alt grubun 19’unda büyüme yaşanması gibi önemli bir detayı da ekleyebiliriz.
Düşüşteki 5 grubun etkisi ise aşağı yönlü 1,5 puan olarak karşımıza çıkıyor.
Üretimi artıran sektörelere baktığımızda ise vatandaşın gıda ağırlıklı tüketimiyle temel ihracat kalemlerinin öne çıktığını görüyoruz!
Çünkü…
Yüzde 6,2’lik büyümede gıda üretiminin 1,7 puanlık ciddi katkısı dikkat çekiyor.
Tekstil ve giyim grubu ise hem iç pazar hem de ihracatla sanayi üretimini tırmandırma fonksiyonunu üstlenmiş görünüyor.
Hızı faiz ve döviz belirleyecek
Önceki ayların başrol oyuncusu konumundaki otomotiv ise 0,2 puanlık sınırlı katkıya inmiş durumda!
İç pazar ve ihracata ait son verilerse otomotiv sektörünün mayısta sanayi üretimini aşağıya çeken bir performansa imza atacağını göstermekte.
Nitekim ihracatın yüksek seyreden katkısı da azalma işaretleri veriyor.
Dayanıklı tüketim malı üretimi ile sermaye malı üretiminin negatif katkı yapmaya başladığı da dikkate alınırsa…
Mayısta genel üretiminin mevsim normallerine dönen bir seyre yaklaşması beklenebilir.
İkinci çeyrek ilkine göre vites küçültülen bir dönem olmaya hazırlanıyor.
Hızı belirleyecek olansa faiz ve dövizdeki artışın iç tüketime yaptıracağı fren!
Faiz ve döviz ikilisinin seçim sonrasındaki olası vergi artışlarıyla birleşmesi ise…
İkinci yarıyılda hayli düşük bir büyüme performansına yol açma ihtimali mevcut.
Tabii ki özgün çözümler gündeme gelmezse!