Dolar aldı başını gidiyor.
Dün seansiçi işlemlerde gerçekleşen 3,11 TL‘lik dolar kuru…
Gözlerin rekor serisinin yeni durağına çevrilmesine yolaçtı.
Ve her kesimi farklı ilgilendiren dolardaki gidişat…
Ekonomi gündeminin de ön sırasına yerleşiverdi!
Çünkü fazlasıyla dolarize olmuş bir toplum durumundayız!
Herkesin kenarda 3-5 doları var.
Ama daha önemlisi dolar üzerinden alacaklı…
Veya borçlu olanlar da az değil.
Mesela…
Türkiye’nin ağırlıklı dolar olmak üzere…
Sadece kısa vadeli borçları 100 milyar doların üzerinde seyrediyor.
Devlet ve özel sektörün dış borcundan bahsediyoruz.
Üstelik de ödeme zamanı pek de uzak olmayan borçlar bunlar.
Bir de iç finans kuruluşlarıyla…
Kişilere dönük dolar borcu olduğu unutulmamalı.
Son 2 haftada 12 kuruş yükselen dolar…
Bu anlamda sıkıntı yaratmaya aday bir görüntü veriyor.
Ama dolardaki bu gidişatın başkaca etkileri de var.
Örneğin, akaryakıta gelen zamların tek nedeni petroldeki yükseliş değil.
Aynı zamanda doların lira karşısındaki hızlı artışı da…
Yakıt depolarının daha pahalıya dolmasına yolaçıyor.
Ve gecikmeli de olsa yakıt pahalılaştığı zaman…
Eninde sonunda geleneksel ifadeyle “iğneden ipliğe” yansıması olmakta.
İthal ürünlerin dolar bazında otomatik zamlanması da…
Benzer bir perspektifle üreticinin ve vatandaşın cüzdanı üzerinde…
Baskı yaratan bir unsur niteliği taşıyor!
Pahalı doların aslında olası yararları olduğunun da…
Altını çizmekte fayda var.
Mesela fiyatlandırma avantajıyla…
İhracatı yukarı yönlü çekebilir dolardaki yükseliş.
Ama özellikle Bursa bazında…
Ağırlıklı olarak Euro pazarına çalıştığımız için…
1,10 seviyesine gerileyen Euro/dolar paritesi ihracatımızı negatif etkiliyor.
Yani dolarla mal edip Euro ile satanların ciddi bir dezavantajı söz konusu!
Zamlı doların gereksiz ithalatı sınırlama gücüyse sınırılı.
Çünkü lüks tüketimi gerçekleştiren zengin kesimleri…
Alım gücü anlamında etkileyecek bir değişimden bahsetmek mümkün değil.
Kısacası doların gidişatı…
Birikimleri dolarda olanlar için bile yarardan çok zarar getiriyor!
Yani gerileme olmazsa ekonomik dengeleri her kesim adına zorlayabilir bu gidişat.
Dolar nereye gider?
Şu anda herkesin yanıt aradığı soru bu.
Ekonomi yönetimine göre bu seviyeler spekülatif!
Yani bu tespit doğruysa dolarda geri dönüş olacak.
Ancak, spekülasyon payı olsa da…
Doları yukarı iten reel gerekçeler de az değil.
Son toplantı tutanaklarına da yansıdığı gibi…
ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artırım süreci “Demokles’in Kılıcı” misali duruyor tepemizde!
Tutanakların ardından dolar endeksinin 98 seviyesini aşması boşuna değil!
Endeksin son 7 ayın zirvesini görmesi…
Başta Türkiye gibi gelişmekte olan ülke para birimlerini vuruyor.
AB ve İngiltere de dolara prim yaptıran bir manzara sergiliyor.
Bu da yetmiyormuş gibi…
Çin’in ihracatındaki sert gerileme küresel büyüme endişelerini yeniden hortlatabilir.
İçte ise not baskısı ve jeopolitik riskler gündemdeki yerini koruyor.
Üstelik olası bir referandum da fiyatlamalara baskı yapıyor artık!
Neticede dünkü rekor sonrası bir miktar gevşeyen dolar kurunu…
Yeni rekorlara taşıyabilecek mazeretler de mevcut.
Ve 3,100 TL’nin üzerine her çıkıldığında 3,125 seviyesine kapı açılmış demektir.
Yani kısa vadede 3,150 TL’nin görülmesi de mümkün.
Ama olumlu haber ve veri akışında kar satışlarıyla birlikte…
Doların düşüş ihtimali de haliyle var.
Düşüş trendinde öncelik 3,056 lira seviyesinde!
Bu seviye kırılırsa 3,02 TL yeniden gündeme gelebilir.