Haftalarca faizlerle yattık kalktık.
Yüklü bir faiz artışından sonra da yeni OVP’yi bekledik sabırsızlıkla.
YEP kısa adıyla yeni ekonomi programıyla yüzleşmemiz ise kısmen gerçekçilik, kısmen de mulaklık içerdi.
Çünkü…
Piyasa beklentilerini belli ölçüde karşılayan rakamların nasıl gerçeğe dönüşeceklerine dair netliğin az olması kafaları kurcalayan temel konuydu!
Özellikle tasarruf yöntemleri, yatırımların geleceği ve enflasyonla mücadeleye dair yol yöntem eksikliği yatırımcının YEP’i satın alırken çekingen davranmasına yol açtı.
Dolar kurunun 2019’da ortalama 5,60 TL olarak öngörülmesi de bazı hedeflerin inandıcılığını sorgular hale getirdi!
Neticeyse ilk reaksiyon olarak kararsız piyasa hareketiyle karşımıza çıktı.
Sonrasındaysa 6,20-6,30 TL aralığında giderek daralan bir kur hareketiyle karşılaştık.
Kısacası bazı soru işaretlerine rağmen yatırımcı satın aldığı pozitif yönleriyle YEP’e belli oranda şans tanımış oldu!
Yani daha dar bantta oynaklığın gündeme geldiğini söylemek mümkün.
Çünkü bir yanda Merkez Bankası diğer yanda da ekonomi yönetimi atılması gereken adımları daha kararlı biçimde atmaya başladı.
Nitekim kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings de dolarda 6,20 civarı bir istikrarı beklediklerini açıkladı!
Tabii ki bu tez dış koşulların sabit kalmasına bağlı bir analizi içeriyor.
Unutmayalım ki; Türkiye’nin siyasi, jeopolitik ve ekonomik çeşitli riskler ve fırsatlarla yüzleşme ihtimali mevcut.
Özellikle de ABD kaynaklı risklerin varlığı net biçimde gündemde kalmaya devam ediyor.
Bu hafta da ABD ile ilişkiler açısından önemli bir zaman dilimi olabilir!
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dın BM kapsamındaki ABD ziyareti çeşitli sonuçlar doğurabilir.
Dolayısıyla yatırımcının gözü kulağı bu ziyarette olacak.
Ekonomi açısından haftanın bir diğer önemli gündemini ABD faizlerinin seyri oluşturuyor.
26 Eylül’de Amerikan Merkez Bankası Fed’in toplantısı var.
Ve piyasalar kesin bir faiz artışını 25 baz puan olarak satın almış durumda.
Bu orandaki bir faiz artışına yüzde 100 gözüyle bakılıyor!
Dolayısıyla kararın açıklanması piyasalar üzerinde fazlaca bir etki yaratmayacaktır.
Eğer farklı bir oran söz konusu olur yada faizlere dokunulmazsa durum değişecektir tabi ki!
Asıl önemli olan karar sonrasında Fed yönetiminin gelecek döneme ait vereceği mesajların içeriği.
Küresel ticaret savaşlarına rağmen parasal sıkılaştırmanın aynı hatta daha güçlü bir şekilde devam edeceğine yönelik her sinyal Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalara olumsuz yansıyacaktır.
Unutmayalım ki bizim kategorimizde yer olan Güney Afrika ve Arjantin’in de ciddi sorunları var!
Ve gelen her dış atak birbirimizi de negatif biçimde tetiklememize yol açabiliyor.
Diğer yandan Fed’ın ılıman bir açıklama yapması nispi bir rahatlama getirebilir piyasalarımıza.
Dar bantların istisnaları
Yeni haftanın teknik beklentilerinde BIST 100 Endeksi’nin pozitif senaryoda 97 bin puan üstü tutunma çabası öne çıkmakta.
Olumlu haber akışı 98 – 100 bin puan bandını gündeme getirebilir.
Geri çekilmelerde ise 95 bin seviyesi ilk kritik destek niteliğinde!
Daha olumsuz senaryolarda gözler 93 bin puanda olacaktır.
Dolar/TL’de haftalık beklenti normal koşullarda 6,13 – 6,36 aralığında bir hareketi öne çıkarıyor!
Ancak, ABD kaynaklı haber 6 liraya kadar geri çekilmeyi sağlayabilir.
Tam tersi 6,5 TL üstünü görme ihtimali de doğabilir.
Euro ise 7,14 – 7,55 seviyelerinde dolaşmaya aday görünüyor.
Gram altında 233 – 252 TL bandı takip altında olmalı.