Olay Gazetesi Bursa

Piyasalarda ticaret savaşları zamanı

“Mart ayı dert ayı” derdi eskiler. Peki piyasaların başına dert açar mı mart? Belirsizlik bulutları risklere dikkat çekiyor! Elbetteki oynaklığının arttığı dönemlerde fırsatlar da var demektir. Ancak, mevcut manzara küresel gerginliklerin tırmanışını yansıtıyor. Siyasi ve jeopolitik gerginlikler azalacak gibi görünmüyor. Bir yanda Suriye örneğinde şahit olduğumuz gibi büyük güçler, kapışmaya doğrudan ve dolaylı biçimde devam ederken. Diğer yandan da Rusya’nın yeni akıllı […]

“Mart ayı dert ayı” derdi eskiler.

Peki piyasaların başına dert açar mı mart?

Belirsizlik bulutları risklere dikkat çekiyor!

Elbetteki oynaklığının arttığı dönemlerde fırsatlar da var demektir.

Ancak, mevcut manzara küresel gerginliklerin tırmanışını yansıtıyor.

Siyasi ve jeopolitik gerginlikler azalacak gibi görünmüyor.

Bir yanda Suriye örneğinde şahit olduğumuz gibi büyük güçler, kapışmaya doğrudan ve dolaylı biçimde devam ederken.

Diğer yandan da Rusya’nın yeni akıllı nükleer füzesiyle yaptığı gövde gösterisiyle soğuk savaşa da yeni bir boyut kazandırdığını görüyoruz!

Kısacası sıcak çatışmaların artan ateşine soğuk savaşın stresi eklenmiş durumda.

Küresel piyasaları bu tablo şimdilik doğrudan fazlaca etkilemese de.

Önümüzdeki günlerin ne getireceğini öngörme potansiyelini zayıflatan bir tansiyonun oluşmakta olduğu da unutulmamalı!

Bu tansiyonun bir başka yansıması ise dünya ekonomisini ve haliyle piyasaları da yakından ilgilendiriyor.

Küresel bir ticaret savaşı adım adım sahne almaya başladı çünkü!

Açıktan olmayan bir korumacılık, gruplaşma ve dirsek atma vaziyeti zaten mevcuttu.

Ama artık Donald Trump’ın çok aleni hale getirdiği bir kavram olmakta “kürsel ticaret savaşları”.

ABD’nin çelik ithalatına koyduğu ek yüzde 25’lik vergi bir nevi tetkik işlevi görmeye aday.

Ve Trump’ın  “ticaret savaşları iyidir” ifadesi savaşın kızışıcağına işaret sayılabilir!

Çin ve Avrupa Birliği de misillemenin gündeme gelebileceği sinyalini verdi bile.

Türkiye’yi de kısmen ilgilendiren çelik savaşlarının piyasa yansıması da negatif oldu.

Geçen haftanın son işlem gününde BİST’teki temel kayıp nedeniydi çelik vergisi!

Gümrük duvarlarının hoyratça yükseltilmesi dış ticaret için bir risk.

Ve aynı zamanda küresel sermaye akışını da etkileyebilecek bir belirsizlik kaynağı.

Firmaların hisse performansını bozabilecek bu atmosfere…

Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz artışını beklenenden daha güçlü yapma ihtimalini eklediğimizde…

Paranın artan maliyeti ve azalan risk iştahı gibi problemle yüzleşebileceğimiz ortaya çıkmakta!

Ancak, küresel fonların yatırım iştahının hala azımsanamayacak boyutta olduğu unutulmamalı.

Yani paradan para kazanma dürtüsü gücünü fazlasıyla koruyor.

Üstelik risklerin bir bölümü de kısmen satış alınmış durumda!

Kısacası panik yapılmadığı taktirde pozitif gelişmelerin sunduğu fırsatlar da karşılığını bulabilir
 

Kararsız seyir aşılırsa
 

Bu atmosferde girdiğimiz martın ilk işlem haftasında içeride enflasyona bağlı oynaklık ihtimali dikkat çekmekte.

Dışta ise Amerikan istihdam verileri ve ticaret savaşlarının seyri başlıca gündemi oluşturmakta.

Teknik beklentilerde Borsa İstanbul’da Ulusal 100 Endeksi’nin 118 bin 500 puandaki direnci aşamaması bu bölgeyi öne çıkarıyor.

Çok pozitif gelişmelerin gündeme gelmesi halinde aşılabilecek bu direncin 120 bine taşınması ihtimali mevcut aslında!

Ancak “çok pozitif gelişme” ihtimalinin zayıflığı da dikkate alınmalı.

Geri çekilmelerde ise 115 bin seviyesi önemli bir destek olarak duruyor!

Daha aşağılarda ise 113 bin 500 puanın işlemesi önem kazanacaktır.

Dolarda 3,78 – 3,82 TL arasında ciddi bir sıkışıklık var.

Bu dar bantın ötesine geçildiği taktirde 3,75 – 3,85 aralığı öne çıkacaktır!

Yükseliş baskısı artarsa ilk hedef 3,89 TL olur.

Euro/TL’de 4,64 – 4,75 aralığındaki salınım haftalık beklentilerde öne çıkıyor.

Gram altıda ise 156 – 165 TL’lik hareket alanı mevcut bu hafta.