Piyasaların günü gününe hatta saati saatine uyumadığı bir dönemden geçiyoruz.
Küresel ekonomideki farklı manzaralar, özellikle de ABD kaynaklı gelişme ve veri akışı ciddi bir oynaklığı karşımıza getirmiş durumda.
Son günlerde adeta tahterevalli misali borsa endeksleri bir aşağı bir yukarı hareket etmekte!
Keza döviz kurları da benzer bir oynaklığın içerisinde bulunuyor.
‘Amerika’da ekonomi güçleniyor, işler düzeliyor’ tarzı bir algı oluştuğunda ABD tahvil faizleri yükselirken dolar da prim yapmakta.
Bu manzara ise gelişmekte olan Türkiye gibi piyasalar için pek de olumlu bir işaret ihtiva etmiyor!
Özellikle önceki hafta test etme olanağını net biçimde bulmuştuk bu tarz atakları.
Ama Başkan Donald Trump’ın politikalarına dair güvende erozyonlar meydana geldikçe. Ve bütçe ile cari açık baskısı kendini hissettirdikçe manzara Amerika adına tersine dönebilmekte.
Hal böyle olunca da bu sefer gelişmekte olan piyasaların yüzü gülüyor, kazançları artıyor!
Bu tabloyu ise kısmen geçen hafta deneme fırsatı bulmuştuk.
Piyasalarımızın dengesini etkileyen iç gelişmeler ve dış politika anlamdaki hareketlilikler de zaman zaman kendini göstermekte.
Örneğin Almanya ile ilişkilerin hızlı biçimde düzelme yoluna girmesi.
Ve elbette ki Amerikan Dışişleri Bakanı Tillerson’un Ankara ziyaretinden sonra gelen ılıman mesajlar.
Gergin dış ilişkilerin gevşemesi için bir sinyal oluşturdu!
İşte bu gelişmeler geçen hafta bir anda borsayı yukarı hareketlendirirken özellikle doları aşağı baskıladı.
Kısacası yeni haftaya dış ilişkiler cephesindeki moralle başlıyor Türk sermaye ve para piyasaları.
Ancak kesin bir rahatlama mesajı henüz piyasalarımız için geçerli değil!
Çünkü özellikle Amerika’dan hangi rüzgarların eseceğine yönelik net bir manzara yok.
Marttaki ilk faiz artışı süreci yaklaşırken Amerikan tahvil faizlerinin kritik seviye olan yüzde 3’ün üstüne çıkma eğilimine girmesi halinde yeniden negatif bir hava hakim olabilir piyasalarımıza.
Elbette ki ABD ekonomisine yönelik gelişmeler farklı yönde rüzgarlar estirebilir.
Kısacası önümüzdeki kısa vade için bir belirsizlik atmosferi mevcut!
Ama en azından kısmi bir dış politik iyileşme manzarası bize bu süreçte destek olacaktır.
Kritik seviyeler
Geçen hafta Borsa İstanbul 100 Endeksi 117 bin puanın üzerine çıktı.
Ancak kapanış gerçekleşmedi. Dolayısıyla çıkış gücü hala sınırlı!
Pozitif gelişme sürecinin risk iştahı ile birleşmesi halinde endekste 117 bin üzeri kapanışlar bizi 118 bin 500 sınırına götürebilir.
Hatta çok çok pozitif bir iyimserlik havası endeksi 121 bin sınırına dahi taşıyabilir.
Ama bunun zor bir ihtimal olduğunun da altını çizmekte elbette ki fayda var!
Geri çekilmelerdeyse 113 bin 400 puan seviyesine kadar bir yol var.
Ve orada da güçlü bir destek olduğu görülmekte.
Kötümser atmosfer oluşması halindeyse gözler 111 bin puanda olacaktır!
Gevşeme sürecindeki dolar/TL’de ise gidişat iyimser ihtimalle 3,70 TL sınırını göstermekte.
Çıkış trendindeki ilk hedef ise 3,79 TL olacaktır.
Daha geniş bir bant aralığı istenirse 3,68 – 3,84 TL takip edilmeli!
Geçen haftanın rekortmeni Euro’ya baktığımızda ise Almanya ile gelişmekte olan ilişkilerin verdiği rahatlamayı görüyoruz.
Normal koşullardaki haftalık beklenti aralığı bu tablo itibariyle 4,59 – 4,71 TL olarak görülüyor.
Gram altının beklenti bandı ise 156 – 166 lira olarak karşımızda duruyor.