Yeni yıla sayılı saatler kaldı.
Peki piyasalar yeni yıla nasıl bir atmosferde giriyor?
Ve acaba 2020 yatırımcıya ne getirecek?
Aslında geçen hafta yaşadığımız Noel durgunluğunu bir kenara bırakırsak aralık ayı bir nevi test dönemiydi yeni yıl adına!
2019’un 2020’ye miras bıraktığı belirsizlik konularının fragman tadında etkilerini izledik piyasalarımızda.
Örneğin ABD’nin savunma bütçesinde Türkiye’ye dönük yaptırım kararları Demokles’in kılıcı misali dikildi karşımıza.
“Elim armut toplamıyor” diyen Türkiye de Amerikan üslerini kapatmaya kadar varabilecek karşı yaptırımın sinyalini verdi!
Haliyle bu gerilimin piyasa yansımaları da ışık hızıyla kendini hissettirdi.
S-400’e temellendirilen yaptırım meselesinin ötesine taşan Türk-Amerikan çıkar çatışmalarının çok boyutlu arka planı 2020’ye de damgasını vurmaya aday.
Kasım ayında başkanlık seçimlerinin yapılacak olması ise ilişkilerimizi daha karmaşık hale getirebilir.
Daha geniş bir tanımla piyasalarımızın en yakın takip konusu dış politikadaki gelişmeler ve jeopolitik riskler oluşturacak.
Özellikle Suriye ve Doğu Akdeniz bağlamındaki belirsizlikler yeni yılın temel fiyatlama faktörleri olarak dikkat çekiyor!
Libya’ya hatta Tunus’a uzanan Doğu Akdeniz’deki enerji savaşları Türk para piyasalarını da yakından ilgilendiriyor.
Çok fazla oyuncunun sahnede yer aldığı Libya’da Türk askerinin boy gösterecek olması Türkiye’nin hayati çıkarları açısından önemli.
Belirsizlik kaynaklı risk faktörü ise piyasalarımızdan uzak durmaya çalışan yabancılar için bir mazeret oluşturmaya aday görünüyor!
Dolayısıyla 2020’de Libya duyarlılığı piyasalarımızda daha fazla hissedilebilir.
Çin, Fed ve Avrupa bilmecesi
Dış rüzgarlar açısından küresel ticaret savaşlarının seyri daha doğrusu ABD-Çin kapışmasının geleceği de 2019’un yeni yıla bıraktığı mirasın önemli bir parçasını oluşturmakta.
İlk anlaşmanın imzaya kavuşması kısa sürede gerçekleşecek gibi görünüyor.
Ama sonrası ise çetrefilli uzun ince bir yola işaret etmekte!
Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz ve bilanço politikasını da çok yakından ilgilendiren ABD-Çin kapışmasını yakından izlemeye devam etme durumundayız kısacası.
ABD ekonomisi ve başkanlık seçimleri de Fed’in stratejisini etkileyecektir elbette ki.
Türkiye’nin dış risklerinden biri de Avrupa’ki yavaşlama trendi.
En büyük pazarımızın teklemesi ihracat açısından soru işaretleri barındırıyor çünkü.
Alttaki yazıyı kutu içinde verelim
BAŞLIK: Piyasalarda 2020’nin iç gündemi
İçte ise sürpriz bir seçim ihtimalini bir kenara bırakırsak temel meseleyi faiz politikası oluşturacak!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek haneli faiz isteğinin sağlıklı biçimde gerçeğe dönüşmesi enflasyondaki seyre bağlı.
Eğer Merkez Bankası, 2020’de enflasyon hedefinin yukarısındaki bir trende rağmen faizleri hızlı biçimde düşürmeye devam ederse piyasa reaksiyonuyla karşılaşmamız kaçınılmaz olur.
Nitekim doların son günlerde 5,96’ya kadar yükselmesinde faiz politkasına dönük belirsizliğin de payı olduğunu hatırlamakta fayda var!
Bu arada ekonominin 2020’deki büyüme trendi ve yapısal reformlara dönük adımların da sadece piyasaların değil Türkiye’nin geleceği adına da hayati önemde olduğunu unutmayalım.