Otomotivin kalbi Bursa yine gündemde…
Sektörün beşiği olan kentimiz, dünyaya yeni bir model sunmanın gururunu yaşıyor.
Ahmet Davutoğlu`nu başbakan olarak ilk ziyaretinin hemen ardından Bursa`ya tekrar getirten otomotiv sektörünün önemi de teyit edilmiş olmakta.
Ancak, Tofaş`ın Amerika`yı fethedecek yeni Doblo modelinin sahaya çıkışısevindirici olsa da… Sektörün gelecek hedefleri konusunda daha iddialı olunması şart!
Çünkü Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak istiyorsa otomotivde de küresel çapta güce kavuşmak zorunda.
Peki dünyanın büyük üreticileri ve ihracatçıları arasında yer alabilmek için ne yapmalı?
Elbette yerli bir markayı devletin desteğindeki bir babayiğidin küresel otomotiv piyasasına sunması… Kritik ve prestij getiren bir adım olarak zorunluluk taşıyor.
Ancak, Türk malı bir markaya kavuşmakla iş bitmiyor!
Çünkü yerli oyuncuya kavuşmakla ne ihracatta bir patlama yaşanır…
Ne de iç piyasa yoluyla ekonomik büyüme şahlanır.
Otomotivi yerli ve yabancı birlikte düşünüp Türkiye`deki üretimi hem ana hem de yan sanayi olarak topyekin büyütme zorunluluğu söz konusu!
Ve tüm dünyaya hitap edecek kalite ve fiyatlamayla bu işi başarmak zorundayız.
Otomotiv İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu`ya sordum
“Türkiye`nin otomotiv dünyasında söz sahibi olması için ne yapması lazım”?
Rakamsal anlamda söz sahibi olmamız için gereken temel hedeflerin 2023 hedeflerinde mevcut olduğuna dikkat çekti.
“Türkiye 2023 itibarıyla otomotiv ana sanayinde 4 milyon adetlik üretime ulaşma hedefinde!
İhracat hedefi ise 3 milyon adet araç… Ve ihraç geliri de 75 milyar dolar olarak belirlenmiş vaziyette”.
İddialı ve önemli hedefler bunlar!
İyi güzel… Ancak, halihazırda ana ve yan sanayi olarak ihracatta 25 milyar dolar sınırı bile gelememişken… Dokuz yıl içinde ihracatımızı üç katına çıkarmamız mümkün mü?
“4-5 büyük yatırım çekmeliyiz”
OİB Başkanı Sabuncu`ya göre kolay değil ancak bu hedefler gerçekçi!
“Otomotive dair hedefler çok yönlü analizlerle yapıldı. Ancak, küresel krizin dayattığı durgunluk elbette işimizi zorlaştırıyor.
Talep eski hızında değil. Euro`nun değer kaybı da ihracatçımızı etkiliyor”.
Kısacası hedeflere yürürken değişen koşulların yarattığı zorluklar var.
Ancak, yapısal anlamda aşılması gereken sorunlaraın varlığına da dikkat çeken Orhan Sabuncu`ya göre;
hedefleri tutturmak üzere yatırım zemininin iyileştirilmesi öncelikli şartlardan.
“ Türkiye`nin yerli markanın yanında otomotivde 4-5 büyük yatırımı daha çekmesi şart. Bunun içinse yatırım ikliminin daha cazip hale gelmesi gerekiyor!
Teşvik paketleri bu işi kısmen görmekte. Çünkü AB`nin belirlediği bazı sınırlar var.
İç pazar ve vergi sorunu
Yatırımcıyı çekmek üzere sağlanan kolaylıkların çeşitlendirilmesi yanında iç pazarımızı büyütecek önlemlerde büyük önem taşıyor”!
Dünya devlerinin üretim için Türkiye`yi saçerken iç pazarındaki gidişata da baktıklarının altını çizen OİB Başkanı… Bir milyon adetlik satış sınırını aşamayan iç pazarın büyümesini engelleyen yüksek vergilerde indirimin şart olduğunu söylüyor!
Sabuncu`nun sadece otomotiv adına değil tüm sektörler için endişesini dile getirdiği bir riskse ABD ile AB arasında yürütülen serbest ticaret anlaşması görüşmeleri.
“Eğer bir şeklide ABD-AB arasındaki gümrük birliğine taraf olamazsak çok ciddi sorunlar yaşarız”!