Yeni yıl yaklaştı.
Geri sayım hızlanmış durumda.
Ve herkes kendince 2018 falı açmakta.
2018’de ekonomide neler olacağına dair çeşitli senaryolar konuşuluyor.
Oysa geleceğe dair mevcudu da değerlendiren önemli göstergeleri zaten TÜİK ve Merkez Bankası yayınlıyor!
Dolayısıyla elimizde gerçekçi doneler var.
Örneğin geçen hafta tüketici güven endeksindeki düşüş beklentilerdeki bozulmanın kısmen sürdüğüne dair işaretler vermişti.
Kısmen diyorum çünkü hane halkı geliri durumu ve genel ekonomik durum alt endeksleri yukarı yönlü harekete imza atmıştı.
Buna karşın tasarruf etme beklentisi ile işsizlik yönündeki beklentiler negatif atmosferini korumakta.
Dün itibarıyla açıklanan çeşitli kapsamdaki göstergelerin neredeyse tamamı ise…
Geleceğe ait beklentiler açısından negatif işaretleri barındırıyor!
Mevcut durum açısından aralıkta kapasite kullanımının 4 ayın ardından ilk kez gerilemiş olması dikkat çekici.
Ve üstelik gerileme 0,9 puan gibi yüksek bir seviyede.
Neticede imalat sanayinde kapasite kullanım oranı yüzde 79’a gerilemiş durumda.
Neyse ki dayanıklı tüketim mallarında kasımda kaydedilen hızlı düşüşün ardından gelen canlanmayla karşılaştık!
Dayanıklı tüketim malları kapasite kullanım oranı yüzde 73,9’dan, yüzde 79’a çıktı çünkü. Kasımda yüzde 80,5’ten, yüzde 73,9’a hızlı bir düşüş yaşayan kapasite kullanımı toparlanmış oldu.
Dayanıksız tüketim mallarında ise kapasite 0,9 geriledi.
Tüketim malları, gıda ve içecek kategorisi ve yatırım mallarında da düşüş kaydedildi.
Yani sadece dayanıklı tüketim mallarının yükselişi genel kapasite artışını sağlamaya yetmedi!
Reel endişe
Benzer bir manzarayı reel kesim güven endeksini oluşturan iktisadi eğilimde de görüyoruz.
Aralıkta 3 puanlık bir azalma var reel sektör temsilcilerinin anket sorularına verdiği cevaplarla oluşan güven endeksinde.
Endeksin indiği 103,3 puanlık düzey aynı zamanda son 11 ayın dip seviyesini temsil ediyor.
Bu tablo itibarıyla reel sektörün geleceğe dönük bakışında belirsizlik artıyor demektir!
Aralıkta ihracat sipariş miktarındaki azalma beklentisinin kuvvetlenmesi ise…
Belirsizliğin artmasındaki en temel faktörü temsil ediyor.
İç piyasa siparişlerinde de gelecek 3 aya ait beklenti tablosu negatif manzara içeriyor!
Endeksin referans değeri olan 100’ün üstünde kalması ise büyümedeki istikrarın kısmen de olsa korunacağına işaret etmekte.
Perakende umutlu ama
Dün açıklanan perakende sektörüne ait güven endeksi bu tabloyu destekliyor.
Bir süredir süren düşüş yerini yüzde 0,7 artışa bırakması sevindirici.
Neticede referansın üzerinde bir güven düzeyine perakende sektörü ulaşmış durumda.
Ancak, hizmet sektörüyle inşaatta güven kaybını işaret eden rakamların aylardır gündemde olması düşündürücü!
Sektör temsilcilerinin temkinli duruşları verilere yansımaya devam ediyor.
Sözün özü; 2018’e ekonomide bir miktar hız kaybıyla başlama ihtimali teorik olarak gündemde.
Bu sürecin önüne geçmek içinse hem devletin desteklerine hem de girişim cesaretine ihtiyaç var.