Türkiye seçimini yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni hükümet sisteminin ilk cumhurbaşkanı oldu.

Birinci turda yüzde 52,6 oyla seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan ilklere imza atmaya hazırlanıyor.

İlk kez kullanılacak yetkiler.

Yeni kabine modeli.

Azaltılmış bakanlık sayısı.

Ofisler ve icraacı danışmanlıklar.

Tek imza ile kanun hükmünde kararname.

Kısacası Türkiye birçok açıdan şimdiye kadar alışık olmadığı bir sistemle tanışacak.

Sistemin özünde var olan hızlı karar alma ve icraata geçme özelliği ise ekonomi adına fırsatlar sunuyor.

Elbetteki kanun gerektiren düzenlemelerde parlamento onayı gerektiği unutulmamalı!

Ama geçmiş döneme nazaran daha hızlı karar alma ve uygulama şansı var Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın.

Ve mevcut küresel konjonktürde hızlı ve radikal kararlar alma zorunluluğu çok net biçimde karşımızda duruyor.

Bir yanda günden güne alevlenen küresel ticaret savaşları.

Diğer yandan küresel çapta tırmanışa geçen faiz oranlarının yarattığı baskı.

Bu ikili kıskaç Türkiye’nin dış ticaretini riske attığı gibi yabancı sermaye ihtiyacını da giderek pahalı yollarla karşılaşmasına yol açıyor!

Bu tabloda Türkiye’yi zayıf düşüren yüksek enflasyon, dış borç ve cari açık gibi handikapların biran önce avantaja döndürülmesi şart.

Ve dün piyasaların verdiği tepki dikkate alındığında dıştan gelebilecek şoklara karşı ekonominin güçlendirilmesi gereği daha net anlaşılabilir.

Ortadan kalkan seçim belirsizliği ile beraber doların 4,53 TL’ye kadar inmesinin ardından…

Küresel etkilerin devreye girmesi ve yeni hükümetin icraatlarına dönük fiyatlanmanın öne çıkmasıyla kur yeniden 4,70 seviyesine dayanıverdi!

Borsa İstanbul da elde ettiği kazanımları geri verdi ilerleyen işlem saatlerinde.

Dolayısıyla yeni hükümet sisteminin biran önce devreye alınarak icraatların başlatılması büyük önem taşımakta.

Kabine üyeleri ve ekonomiye dönük icraatlarını ortaya çıkmasıyla azalacak olan belirsizlikler Türk para piyasalarının lehine olacaktır!

Ayrıca güven endekslerine de yansıyan geleceğe dönük endişelerin azaltılması da reel sektör adına büyük öneme sahip.

Üretkenliği destekleyecek, ihracatı artırıp ithalatı frenleyecek reformist yaklaşımlar bu anlamda büyük önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vaatleri arasında bu anlamda net hedefler mevcut aslında!

Önemli olan zamanlama ve icraatlerin boyutu.        

 

Acil neşter ihtiyacı

 

Ancak kısa vadede özellikle enflasyon ve döviz ikilisini kontrol altına alacak acil çözümler daha fazla önem taşımakta.

Bu anlamda faizlere dönük politika da merakla bekleniyor!

Ayrıca bütçe açıklarını normalize eden icraatlar da yakın takip altında olacak konular arasında bulunuyor.

Küresel ticaret savaşlarındaki konumlama ve atılacak adımlar da önümüzdeki dönemin ana gündem başlıkları arasında öne çıkacaktır.

Sözün özü atılacak çok adım, alınacak çok yol var!

Ve yol alındıkça da ekonomi nefeslenerek kendine gelmeye başlayacaktır.

Ancak bu geçiş döneminde piyasalar açısından dış atakların geldiği anlar itibarıyla hayli oynak seanslarla karşılaşma ihtimalimiz yüksek.