Yabancılar endişeli…
Türkiye’nin ekonomisine mercek tutan reyting kurumlarından yine uyarılar geldi.
Önce kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings… Ardından da Moody’s..
‘Türkiye’nin riskleri kabak gibi ortada durmaya devam ediyor’…
Mealinden değerlendirmelerle küresel yatırımcıyı uyardı!
Peki reytingcilere göre durum ne kadar vahim? Ve değişmezse ne olur?
Daha kapsamlı ve dataylı olan Fitch’e ait açıklamanın özetle ne dediğine baktığımızda…
“Türkiye’nin dış likiditesi kendi not kategorisindeki ülkelerden daha zayıf durumda”…
En önemli uyarı cümlesi konumunda görünüyor!
Yani ihtiyacımız olan dış kaynağı bulma konusunda ciddi risklerimiz var.
Fitch teknik ifadeyle de…
“Dış finansman ihtiyacının çok yüksek oluşu Türkiye’yi yatırımcı algısındaki değişimlere karşı hassas hale getirerek potansiyel bir risk oluşturuyor” diyerek…
Mevcut tablonun değişmemesi halinde…
Yatırım yapılabilir satüsündeki kredi notumuzun düşürülebileğini ima etmiş.
Çünkü…
Reyting uzmanları bu sıkıntının yarattığı gerilimle artan döviz kurlarının…
Dış borç yükümüzü problemli hale getirdiğine dikkat çekiyor.
Bunuhn paralelindeyse ekonomimizn en sağlam yanı olan mali disiplinin…
Yani makul seviyede giden bütçe açığının kredi notumuzu aşağı çekecek biçimde artabileceği uyarısı yapılmakta.
Enflasyondaki yükselişin de olası kur artışları sonucu…
Daha vahim hale gelebileceğinin altını çizmiş Fitch Ratings!
Bu tablonun değişmesi için reytingcilerin gösterdiği ana adres ise siyaset kurumu.
Çünkü…
Fitch uzmanlarına göre…
1 Kasım seçimlerinden çıkacak sonucun yapısal reformları başlatıp büyümeyi hızlandıracak cinsten olması gerekiyor.
Bu anlamdaki uyarı mesajı da çok net!
“Ekonomik performansı ve ekonomi politikası güvenilirliğini tehdit edecek…
Uzun süren ve derinleşen siyasi istikrarsızlık kredi notu için negatif olur”.
Sözün özü; tek parti yada hızlı kurulacak bir koalisyon…
Notumuzu koruyacak unsur olarak deklare edilmiş durumda!
Peki seçime 10 günden az bir süre kala siyasi tablo ne diyor?
İktidar olasılıkları
Anketler çeşit çeşit…
Sonuçlar da çeşitli sebeplere değişkenlikler gösteriyor.
Yabancı yatırımcının da seçim sonucuna olan duyarlılığı nedeniyle…
Hem anketler hem de farklı istatistiksel analizlerle özel çalışmalar yaptığını biliyoruz.
Objektiflikleri ve yöntemleri nedeniyle nispeten daha isabetli sonuçlar elde ettiklerini 7 Haziran’da gördük!
Bu nedenle böyle bir analizin ne dediğine de bakmakta fayda var.
Çeşitli anketlerin karmasından oluşan sonuçların…
Parti bazındaki detaylarını yerine…
Yüzdesel iktidar olasılıklarını paylaşmak istiyorum.
Tek parti iktidarının oluşma olasılığı yüzde 20 civarında görünüyor.
Gündemde kalmayı başaran yeniden seçim ihtimali ise yüzde 10’u bulmakta!
İstatistikler yüzde 70 olasılıkla Türkiye’yi bir koalisyonun beklediğini göstermekte.
Tabii ki bu oranların yaklaşık 10 gün öncesine ait araştırmaların eseri olduğunu unutmayalım.
Tüketici sandıkta sürpriz yapar mı?
Ve ekonomi cephesinden bir göstergeyle siyasi analizimiz noktalayalım.
İktidar adına tüketici güven endeksine büyük bir paralellikle yansıyan oy hareketleri söz konusu…
Eylülde 58,5 puanla son 6,5 yılın dibini gören tüketici güveni…
Ekimde sürpriz bir artışla 62,8 seviyesine yükselerek son 3 ayın zirvesine çıktı.
Bu ilginç verinin oylardaki yansıması sadıkta bir sürpriz yaratır mı?
Yanıtı 1 Kasım gecesine bırakalım!