Enflasyon canavarı Türkiye’nin baş belası haline geldi.
Dolaysıyla canavarla topyekün mücadeleye girilmiş olması boşuna değil.
Peki yakın gelecekte fiyat artışlarının önüne geçilebilecek mi?
Bu sorunun yanıtını içeren yılın son enflasyon raporunu açıklayan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, çok net bir manzara çizemedi!
Öncelikle 2018’e ilişkin beklentiler hem bir önceki MB raporuna göre hayli yukarı revize edildi.
Hem de 20 Eylül’de açıklanan Yeni Ekonomi Programı‘na oranla daha yüksekteki rakamları öne çıkardı.
Yılsonu enflasyon tahmininin yüzde 13,4’ten yüzde 23,5’e yükseltilmesinde 4,1 puanla ithal fiyatları, 3,8 puan ise gıda fiyatları etkili olmuş.
Başkan Çetinkaya’nın paylaştığı verilere göre gıda hala bir risk unsuru.
Bu nedenle 2018 sonu için gıda enflasyonu varsayımı yüzde 13’ten yüzde 29,5’e çıkartılmış durumda.
Ama Murat Çetinkaya canavarın coşmasında baş sorumlu olarak dövizi ve fırsatçıları görüyor!
“Enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayılması ve döviz kuru geçişkenliği görece düşük olan ürün gruplarında dahi yüksek fiyat artışları kaydedilmiş olması, fiyatlama davranışının belirgin şekilde bozulduğuna işaret etmektedir.
Yüksek kur geçişkenliği işimizi zorlaştırıyor. Kur geçişkenliği tarihsel ortalamaların üzerinde”.
Peki Merkez bundan sonra ne yapacak?
“Ekonomideki dengelenme ve attığımız adımların dövizden enflasyona geçişi sınırlayacağını tahmin ediyoruz. Verilere her zamankinden daha duyarlı olduğumuzu, olası riskleri izlemekte olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Önümüzdeki dönemde elimizdeki bütün araçları fiyat istikrarı için kullanmaya devam edeceğiz”.
Revizyonlar ve yapılan açıklama, göstergelerdeki bozulmanın yakın vadede de devam edeceğini gösteriyor.
Enflasyonda dalgalı bir seyir yani belirsizlik beklentisi oluşmuş.
Dolayısıyla bu tablo önümüzdeki dönemde faiz indirimi ihtimalini zayıflatırken faiz artışı olasılığını gündemde tutmakta!
Ama ekonomik yavaşlama faiz artışını büyük ölçüde dizginleyen bir faktör olmaya devam ediyor.
Sedat Yalçın’ın odaklandığı vizyon
Siyasette yerel seçim rüzgarları esmeye başladı.
Gözler olası adaylara çevrilirken AK Parti Bursa Eski İl Başkanı Sedat Yalçın, yerel yönetimlere dair fikirlerini paylaştı.
“Bütün amacımız Bursa ile ilgili güzel noktalara ulaşmak” sözüyle temel hedefini açıklayan Yalçın, çok geniş teorik bir hazırlık yapmış.
Bursa’nın geleceğine yönelik fikirlerini aktardığı sohbette Yalçın’ın dilinden düşmeyen kavramlarsa; bilimsellik, dünya kenti olmak ve takım başarısını öne çıkarmak olarak özetlenebilir!
Ve tüm adayların da ortak akılla ilerlemeye katkı koyması gerektiğini söylüyor Sedat Yalçın.
Yalçın’ın hazırlık çalışmasında neredeyse dokunmadığı alan kalmamış.
Öne çıkan başlıklara kısaca göz attığımızda Londra örneğinden hareketle yerel yönetimlere verilen yetkinin genişletilmesi, Kent Gösterge İzleme Merkezi’nce oluşturulacak endekslerle kent karnesinin ortaya çıkarılması, kooperatifler aracılığıyla üretici ile tüketici arasında maliyet azaltıcı köprüler kurulması, ulaşımda metro ile kent tünellerinin öne çıkması ve çok merkezli kentleşmeye geçilmesi gibi konseptler öne çıkmakta.
Kentsel dönüşümde köklü çözümlerin adresi olaraksa yüzde 50 sosyal donatı alanı ve bir emsalli “eko şehirleri” gösteren Sedat Yalçın, kent ekonomisini ve istihdamını büyüten yaklaşımları da gündeme taşıma gayretinde.