Piyasaların ibresi hayli şaşkın.
Dıştan esen kafa karıştırıcı rüzgarlara…
İçteki seçim mesaisi eklenince hayli oynak bir piyasa çıktı karşımıza.
Geçen haftanın özetini içeren bu manzara önümüzdeki iki ayın da temel trendini oluşturuyor.
Yani bir taraftan ABD’nin dünyaya ihraç ettiği gerilimin dozu!
Diğer taraftan da Türkiye’deki seçimlerin yaratabileceği etkiler yatırımcının kaderini belirleyecek.
Öncelikle vurgulanması gereken konu; erken seçim kararının aşırı erken bir görüntü vermesinin piyasalarca olumlu karşılanmış olması!
Çünkü küresel yatırımcı belirsizliği sevmez.
Tek derdi para kazanmaktır. Ve minimize riski sever!
Türkiye’deki piyasalarda ağırlıklı olarak yabancı yatırımcıların at koşturduğunu dikkate aldığımızda…
24 Haziran’ın paradan para kazananlar için hayli uygun bir tarih olduğu ortaya çıkmakta.
Hızla azalacak olan belirsizlik yabancıyı rahatlatan bir gelişme özelliğini taşıyor çünkü!
Nitekim bu tablonun piyasa yansımasını da geçen hafta kısmen gördük.
Ancak, siyasette 24 saat bile çok uzun süredir Türkiye’de.
En azından son yıllara kadar böyleydi!
Dolayısıyla seçim atmosferi ve anketlerin vereceği sinyallerin de belirsizliğe açık bir kapı bırakma ihtimali olduğu unutulmamalı.
Siyaset kadar para otoritesinin atacağı ya da atmayacağı adımlar da bir o kadar önem taşıyor!
Nitekim 25 Nisan’da toplanacak olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun vereceği sinyaller önem taşıyor.
Çünkü MB Başkanı Murat Çetinkaya’nın sözlü müdahalesi sonrasında piyasalar kendini bir faiz artışına hazırlamıştı.
En azından bazı sıkılaştırcı adımların atılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Dolayısıyla bu beklentinin karşılanma oranı kısa vadede piyasalara yön verecek temel unsur niteliğinde!
Ve elbette Donald Trump’ın atacağı herhangi bir tweetin de yine gündem belirleme gücüne sahip olabileceği unutulmamalı.
Tweet ve faiz baskısı
Tweet ajandasında, Suriye’ye füzeler, Rusya’ya yaptırım, Çin’e vergi duvarı, kur savaşına mermi ve Türkiye’yi sıkıştırma taktikleri gibi…
Çok sayıda piyasa dinamitleyicisi unsur barındıran Trump’ın sakin kalacağını düşünmek saflık olur!
Dolayısıyla onun adımlarına gelebilecek reaksiyonların da hesaba katılarak pozisyon alınmasında fayda var.
Ayrıca haziran ve sonrasında Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırımı için daha uygun bir zemin oluşma ihtimali de giderek artıyor.
Kısacası heran çok yönlü ataklarla dalgalanmaların hız kazanması mümkün!
Hazırlıklı olmakta fayda var.
Oynaklığa dikkat
Bu atmosferde başladığımız yeni haftadaki teknik beklentiler de geniş aralıklar ihtiva etmekte.
Borsa İstanbul 100 Endeksi 112 bin 500 puanı geçemediği sürece aşağı yönlü baskı altında kalabilir!
Bu sınır geçildiğinde ise 115 bin seviyesi olanaklı görünüyor.
Haftalık bazda normal koşullardaki dalgalanma aralığı ise 106 bin 600 – 115 bin olarak karşımıza çıkmakta.
Dolara baktığımızda ABD kaynaklı baskı kendini hissettiriyor!
Bu hafta 3,99 – 4,15 TL bandı öne çıkmakta.
Euro ise 4,96 – 5,09 liralık bir aralıkta dalgalanma potansiyeli taşıyor.
Gram altına geldiğimizde karşımıza 170 – 182 TL’lik bant çıkmakta.