Enflasyon bu kez olumlu yönde sürpriz yaptı.
Şubat enflasyonu beklentilerin altında kalınca yıllık TÜFE nihayet yüzde 20’nin altını gördü.
Tüketici fiyatlarının geçen ay yüzde 0,16 ile hayli düşük artışa imza atmasında ise
ulaştırma, konut ve ev eşyası gruplarındaki fiyat artışlarının beklenenin altında kalması boş rolü oynadı.
Neticede yıllık enflasyon yüzde 19,67 düzeyine gerilemiş oldu.
Tanzim satışlarla birlikte gözlerin çevrildiği gıda fiyatları ise hala TÜFE’yi zorlayan başlıca unsur olarak kalmaya devam ediyor!
Çünkü aylık bazda yüzde 0,9 yükseliş yaşanan gıda grubu, enflasyon sepetindeki ağırlığı nedeniyle manşet enflasyonu 0,22 puan yukarı itmiş görünüyor.
Her ne kadar beklentilerin altında artış yaşansa da TÜFE’ye aylık olarak 0,12 puan katkı yapan ulaştırma grubu da risk hanesinde kalmaya devam etmekte.
Enflasyon canavarını şubatta dizginleyen mevsim kaynaklı bir faktör de dikkat çekiyor!
Mevsim indirimlerinin öne çıktığı giyim ve ayakkabı grubu manşet enflasyonu 0,32 puan indirme fonksiyonunu icraa etti.
Sepeti oluşturan diğer gruplarınsa pek fazla etkisi olmadı enflasyona.
Alt endeksleri de değerlendirdiğimizde enflasyonun geri çekilme trendinin henüz çok güçlü olmasa da kalıcı bir izlenim verdiğini söylemek mümkün.
Örneğin dayanıklı tüketim malları grubunda yıllık enflasyonun manşetin altında yüzde 19,5’e inmesi net bir işaret!
Nitekim çekirdek enflasyon da bu trendin habercisi unsurlar barındırıyor.
Yani mevsimsel etkileri dışarıda bıraktığımızda TÜFE’nin istikrarlı biçimde aşağıya inme potansiyeli bulunuyor.
Ancak enflasyonun yükseldiği hızda geri gelmesi mümkün değil.
Dolayısıyla sabır gerekiyor.
Sabırla beraber mali ve parasal politikaların da enflasyonla mücadele açısından tavizsiz biçimde titizlikle uygulanması şart!
Çünkü enflasyonu aşağıya iten iki temel kavram var son aylarda.
Biri iç piyasadaki daralma yani talepteki yavaşlaması.
Diğeri ise dövizdeki sakin seyir.
Talebin canlanması için tedbirler alınmakta. Etkisi ise zamanla görülecek.
Yani enflasyonı yukarı itebilecek zaman ayarlı bir trend söz konusu!
Keza bu tablonun bir başka parçası olan vergi indirimlerinin de kalkacağı dönem itibarıyla enflasyonu yukarı itme fonksiyonu olacaktır.
Dolayısıyla bu döneme kadar TL’nin değer kaybına yol açacak politikalardan uzak durulması gerekiyor.
Yani enflasyonda güçlü bir iniş trendi yakalanana kadar faiz oranlarıyla fazlaca oynamamak geriyor.
Faiz indirimi ne zaman?
İşte bu nedenle gözler Merkez Bankası’nın icraatlarına çevrilmiş durumda.
Doları azdırmayacak dolayısıyla enflasyonu yeniden coşturmayacak bir faiz indirimi için teknik olarak en doğru zamanlama haziran gibi görünmekte!
Ancak, son enflasyon verileri öne çakilebilecek bir faiz kararını da çağrıştırıyor.
Nisan olasılığı gündemde kendine yer bulmuş durumda.
Merkez Bankası’nın bu çarşamba yapılacak olan Para Politikası Kurulu toplantısından çıkacak mesajlar büyük önem taşıyor.
Eğer mart ayı enflasyonu da beklentilerin altında kalırsa MB’nin ilk indirim adımı nisanda gelebilir.
Bu zamanlamanın kurları hafif de olsa yukarı itme potansiyeli olması ise kuvvetle muhtemel.
Ve haliyle enflasyon üzerinde yeniden bir baskı oluşması da!