Türk para piyasalarının zor günleri mayısla birlikte karşımıza dikildi.
İç ve dış, beklenen ve beklenmeyen pek çok faktör yatırımcının tadını kaçırdı.
Ve neticede reel ekonomiye de faiz ve döviz kuru yükü olarak yansıyacak bir tablo ortaya çıktı!
Peki neler oldu da tadımız kaçtı?
Geçen haftanın özetine bakalım.
ABD’deki tahvil faizleri artışının negatif etkileriyle başladık haftaya.
Küresel çapta doları yükseltme eğilimi yaratan bu gelişme lirayı da zayıf düşürdü.
Döviz piyasamızda dengesizlikler artarken liranın bir de sürpriz not darbesiyle yüzleşmek zorunda kaldığını gördük!
Ardından Standard & Poor’s zamansız ve eksik analizlerle Türkiye’nin notunu kırdı.
Bu arada açıklanan ekonomik paketlerin bütçe yansımaları konusunda yabancı yatırımcıların çekinceleri de lira üzerinde baskı oluşturdu!
Sonrasında gelen nisan ayı enflasyonu beklentileri epey aştı.
Sarmal halinde dövizin zıplattığı enflasyonun dönüp kurları yine yükselttiğine şahit olduk.
Ve önceden büyük oranda satın alınsa da!
ABD’de Türkiye aleyhine görülmekte olan davanın bankacılık üzerinden gelebilecek cezanın da yeniden fiyatlandığına dair iddialar dolaşmaya başladı.
Bütün bu tablonun bir tarafta Borsa İstanbul’da yılın diplerine inilmesi gibi bir yansımasını izlerken…
Gözler fazlasıyla dolarize olmuş bir toplum olarak dolardaki rekorlardaydı!
Türkiye’nin risk primine yıllık bazda zirve yaptıran bu gelişmeler haftalık bazda BIST 100 Endeksi’nde yüzde 4,7 kayıp yaşattı.
Dolarsa haftalık olarak yaklaşık 26 kuruşluk bir artışla 4,29 TL’yi aştı.
Sonrasındaki gerilemeye rağmen doların ekonomiye yük olarak yansıdığı seviyelerde yeni haftaya başlamak zorunda kaldık!
Çünkü yılbaşından bu yana yüzde 10 zamlanan bir dolarla karşı karşıyayız.
Yani beklentilerin ötesinde zamlanan ithalat ve enflasyon yükü söz konusu.
Keza tabloya Euro tarafından baktığımızda yeni rekorları görmesek de!
Bu cepheden bakıldığında bir haftada yüzde 4’lük bir baskı görülüyor TL üzerinde.
Borsa nereye gidiyor?
Hayli belirsiz atmosferde başladığımız yeni haftanın teknik beklentileri geçen haftaki kadar olmasa da oynak seansları yine karşımıza çıkarıyor.
Yani geniş öngörü bantlarına yine ihtiyaç var demektir!
BIST 100’de 100 bin puan seviyesi kritik destek sınırı haline geldi.
Kırılırsa 96 bin ile 99 bin bandını öne çıkacaktı.
Yükselişte ise 107 bin seviyesi kritik önemde!
Çünkü çok pozitif gelişmeler olur da bir araya gelirse endeks 107 – 109 bin bandına çıkabilir.
Döviz ve altının seyri
Rekortmen dolara baktığımızda ise 4,30 – 4,40 aralığına kadar yol açılmış görünüyor!
Herhangi bir müdahalenin gelmemesi ve negatif rüzgarların kuvvetlenmesi halinde ise 4,50 TL’lik dolar kuru olanaklı hale gelecektir.
Ancak bu seviyelere izin verilmesi para otoritesinin iyice sorgulanır hale gelmesine yol açabilir.
Dolayısıyla yükselişin sürmesi halinde doğrudan ya da dolaylı bir müdahale ihtimali hayli kuvvetli!
Normal koşullarda geri çekilme opsiyonu da var bu hafta itibarıyla.
Eğer 4,20 seviyesi kırılır ve bir müdahale de gelirse; doların 4,09 – 4,13 bandına kadar teorik de olsa geri çekilme opsiyonu mevcut.
Euro/TL’de ise haftalık beklenti aralığı 4,98 – 5,15 bandında bulunuyor.
Gram altında bu hafta 172 – 185 TL’lik bir banttaki hareket mümkün görünüyor.