Hisse, tahvil, dolar, altın, petrol…
Liste uzun.
Ama listedekilerin derdi ortak.
Amerikan para politikası nasıl şekillenecek?
Bu nedenle yatırım dünyasının enstrümanları günlerce Amerikan Merkez Bankası Fed’in alacağı pozisyona odaklandı.
Ve Fed’in kararları çarşamba gecesi itibarıyla açıklandı.
Başkan Jerome Powell da soruları yanıtlayarak merak edilenlere açıklık getirdi.
Bu süre zarfında piyasalarda dar bantta da olsa ciddi bir oynaklık yaşandı!
Peki neden?
Aslında Fed’in açıkladığı 25 baz puanlık faiz indirimi çoktan satın alınmıştı.
Ama asıl bundan sonrasına dair gelecek mesajlar önem taşımaktaydı.
Yapılan açıklama ve soru cevap bölünde oluşan manzara bir miktar belirsizlik içerince kafalar karıştı!
Çünkü Fed, indirime rağmen şahin bir duruşla para politikasında ihtiyaç duyulan gevşemeyi sağlamaktan uzak bir görüntüdeydi.
Nitekim ilk tepki borsalarda satış dolarda ise yükseliş olarak karşımıza çıktı.
Ancak…
Başkan Powell’in açıklamalarıysa daha önceki basın toplantılarına oranla daha profesyonel olsa da kafa karıştırmaktan uzak kalmadı yine!
Haliyle piyasaların da kafası karıştı ve birkaç saat boyunca dalgalı bir seyir öne çıktı.
Sonrasında ise sakinleşme yaşandı.
Çünkü genelde Powell ne derse desin sonunda piyasaların dediğine uymak zorunda kalıyor!
Ama son toplantı tutanakları hem Fed yöneticilerinin birbiriyle eskisi kadar hemfikir olmadığını gösterdi.
Hem de Fed’in nasıl bir politika izleyeceğine yani faizleri ne zaman ne kadar düşüreceğine…
Ve olası varlık alımlarına dönük tam bir cevap ortaya çıkmadı.
Bir yandan Amerikan ekonomisinin performansı övülürken diğer yandan da parasal genişlemenin kapıları açık tutulmakta.
Küresel ekonomideki gidişata da önem verildiği ifade edilmekte.
Yani Amerikan para otoritesi “duruma göre hareket ederim” mesajını veriyor.
Fed Başkanı Powell’in “Dünyayı da kolluyorum. ABD’yi de” mealindeki sözleri hem yöntem hem de enstrüman bazında tutarsızlıklar da içermekte!
Dolayısıyla risk primleri dikkate alınan işlemler öne çıkmış durumda.
Türkiye yeni döneme hazırlanmalı
Öyle bir tablo oluştu ki; Fed, ‘ne İsa’ya ne Musa’ya’ yaranabildi.
Hele de ABD Başkanı Donald Trump’a hiç yaranamadı.
Çünkü Trump, yine Powell’in yaptıklarını beğenmeyip sosyal medyadan bombardımana tuttu!
Ve özellikle ABD’de Fed’in performansını sorgulayanlar Trump’tan ibaret değil artık.
Ancak sorgulama sadece Amerikalılarca da yapılmıyor.
Üstelik küresel çapta bir sıkıntının da işaretleri para politikaları anlamında kendini gösteriyor yavaş yavaş!
Mesele sadece ABD-Çin kapışması da değil.
Hemen herkes faiz indiriyor.
Ama canlanma anlamında beklenen karşılıkları almaktan uzak bir manzara var.
Öyke ki: Avrupa ve Japonya’da gördüğümüz eksi faizler dahi umut vermiyor!
Ve parasal müdahale enstrümanları da birçok ülke adına giderek tükeniyor.
Çünkü nüfus yapısı ve marka üretememe gibi yapısal sorunlar mevcut.
Bu anlamda uzun vadeli bir durgunluk dönemi pekçok ülke için ufukta görünmekte.
Sürecin küresel yasınmaları ve Türkiye’ye dönük etkileri biran önce hesaplanmalı.
Kısacası dıştan gelebilecek pek alışık olmadığımız rüzgarlara hazırlıklı olmakta fayda var.