Olay Gazetesi Bursa

Küresel ekonomi nereye gidiyor?

Dünya ekonomisi hayli karışık sinyaller veriyor son zamanlarda. Hem mevcut tablo hayli oynak bir seyir içinde. Hem de gelecek analizleri sürekli değişkenlik gösteriyor. Peki neden? Öncelikle bir yanıyla çatışmacı diğer yanıyla ise uzlaşmacı politikaların kafa karıştırdığını görüyoruz! Bu kafa karışıklığının baş mimarı ise ABD Başkanı Donal Trump. Özellikle attığı tweetleriyle alışıldık diplomasinin çok ötesine geçen çatışmacı tutumu dünyayı da karıştırmış vaziyette. […]

Dünya ekonomisi hayli karışık sinyaller veriyor son zamanlarda.

Hem mevcut tablo hayli oynak bir seyir içinde.

Hem de gelecek analizleri sürekli değişkenlik gösteriyor.

Peki neden?

Öncelikle bir yanıyla çatışmacı diğer yanıyla ise uzlaşmacı politikaların kafa karıştırdığını görüyoruz!

Bu kafa karışıklığının baş mimarı ise ABD Başkanı Donal Trump.

Özellikle attığı tweetleriyle alışıldık diplomasinin çok ötesine geçen çatışmacı tutumu dünyayı da karıştırmış vaziyette.

Kanada ve Meksika gibi en yakın komşularını dahi ayırt etmeden dünyaya ayar verme çabası Amerikan yönetiminin stratejisi olarak hayli öne çıktı son zamanlarda!

Hatta Amerikalı şirketlere yönelik hayli sert bir muameleden bahsetmek de mümkün.

Küresel ticareti olumsuz biçimde etkileyen bu strateji bütün ülkelerin gardını almasına yol açtı.

Çatışma atmosferiyse küresel siyasetteki hegemonya savaşlarını başka boyutlara taşıma çabasında!

Neticede Başkan Trump’ın attığı her tweet, yaptığı her görüşme küresel çapta ekonomik hayatı etkiliyor.

Ve piyasalarda da dalgalanmalara yol açıyor.

Diğer tarafta Amerikan ekonomisini öne çıkarmak üzere sergilenen bu tutum, ABD’ye henüz çok ciddi bir yarar sağlamış değil!

İç tüketimi pompalayan politikalarıyla hayli yüksek bir büyüme yakalasa da Amerikan ekonomisi, sürdürülebilirlik anlamında ciddi soru işaretleri var.

Küresel ticaret savaşları bu soru işaretlerinin doğmasına pay sahibi.

Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz artışları ve bilanço küçültme çabası da ABD ekonomisini yavaşlatma trendine doğru götüren bir unsur olarak görünmekte! 

Çünkü artan kredi maliyetleri ve pahalılaşan dolar bir yanda enflasyonu tetiklerken diğer tarafta dış ticarete darbe vurmakta.

Küresel ticaret savaşlarıyla yükselen gümrük duvarları da enflasyonist baskıyla iç ticareti daraltma sinyalleri veriyor.

Kısacası eğer Fed para politikasını yumuşatmazsa Başkan Trump ve Amerikan halkı 2019 ve sonrasında hayli zor günler yaşayacak gibi görünüyor!

 

Çin ve Avrupa da sıkıntılı

 

En büyük rakip olarak gördükleri Çin ise içteki büyüme sorunlarına eklenen küresel çatışma sürecinde hırpalanmaya başladı.

Dün açıklanan sanayi üretimi ve perakende satış verileri hayal kırıklığı yarattı mesela!

Bu gelişmeyse başta Asya piyasaları olmak üzere küresel bir baskı yarattı.

Arada bir baltalanan kısacası mehter yürüyüşüyle yol alan ABD-Çin barış görüşmeleriyse piyasaları şimdilik koşuluyla ayakta tutan bir umut niteliği taşıyor.

Küresel çaptaki karmaşa tablosunda Avrupa Birliği’nin de Brexit gibi bir soru işareti yanında Fransa ve İtalya kaynaklı ciddi sorunları var!

Üstelik AB’nin lokomotifi Almanya’dan da zayıflayan ekonomik performansa dair güçlü sinyaller geliyor artık.

Siyasi bazdaki liderlik sorunları ise giderek büyüyen bir risk niteliğinde Avrupa adına.

Ortadoğu’nun kendi sorunsalındaki kapışmalar da dünyadaki belirsizlikleri pompalayan bir görünümde.

Bütün bu manzaraların Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere dönük yansımalarıysa ayrı bir belirsizlik tablosunu karşımıza çıkarıyor!

Gelişmelerin Türkiye’ye olası etkilerini ise bir başka günkü analize bırakalım.

Ama netice itibarıyla 2019’a hazırlanırken karşımızda hayli karışık bir dünya olacağını unutmamakta fayda var.