Sanayide daha fazla çark sahaya çıkmaya başladı.
Kurulu üretim gücümüzün ne kadarını kullandığımıza ilişkin göstergeler küçük adımlarla da olsa yukarıya gidiyor.
Dün açıklanan mayıs ayına ilişkin sanayi genelinde kapasite kullanım oranı nisana göre 1,3 puan artarak yüzde 76,3 seviyesinde gerçekleşti.
Aynı dönem karşılaştırmasındaki mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise 1,1 puan artarak yüzde 76,1’e çıktı.
Yani 0,2 puanlık bir mevsim avantajı oluşmuş!
Yine de 2019’da kapasite artışının tüm engelleyici iç ve dış gelişmelere karşın şimdiye kadar sürdüğünü görüyoruz.
Üstelik mayıs itibarıyla tüm alt gruplarda yükseliş kaydedilmesi de diğer bir pozitif özellik olarak karşımıza çıkmakta.
Dayanıklı tüketim mallarında 2 puan, ara mallarında 1,6 puan, yatırım mallarında 1,4 puan, dayanıksız tüketm mallarında ise 0,2 puanlık kapasite artışlar kaydedilmiş durumda!
Özellikle ara malları ve yatırım mallarındaki toparlanma sanayi üretiminde daha pozitif bir trendi işareti olarak görülebilir.
Seçimler öncesi başlayan iç piyasaya kaynak aktarımlarının az da olsa işe yaradığını ifade eden bu rakamlar, aynı zamanda ihracatta da kıpırdanma olduğunu gösteriyor!
Bu şüphesiz ki olumlu bir gelişme.
2019’un geride kalan aylarında yukarı yönlü bir ivmeyi sanayi cephesinde net biçimde görüyoruz.
Ancak, 2018’in eş dönemlerine göre kapasite kullanımı da sanayi üretimi de hala düşük düzeylerde seyrediyor!
Ve bu yıl toparlanmaya rağmen geçen yılın ortalamalarına ulaşmamız da zor görünüyor.
Son haftalarda artan piyasa hareketliliği tüketicinin yine kafasını karıştırdı.
Tüketici güven endeksinin mayısta yüzde 13 gerilemesi kafa karışıklığının en net göstergesi konumunda.
Yani iç talep açısından bir risk söz konusu.
Güven erozyonu ve teşvikler
Dış talebi etkileyecek jeopolitik gelişmeler de kendini fazlasıyla gösteriyor bugünlerde!
Kısacası üreticinin kafasındaki geleceğe dönük soru işaretleri de artmaya başladı.
Nitekim dün açıklanan mayısa ait reel kesim güven endeksinin 6,6 puan düşmesi boşuna değil.
Keza sanayi dışındaki diğer ana sektörlerin verdiği güven sinyalleri de pek iyimser görünmüyor!
Mayısta hizmet sektörü güveni yüzde 4,4, inşaat sektörü güveni yüzde 7,7, perakende ticaret sektörü güveni ise yüzde 0,7 azalış gösterdi.
Reel ekonomi için gözlerin çevrildiği teşviklerin bir bölümü ise dün belli oldu.
Kısa adı “İVME”.
Yani İleri, Verimli, Milli Endüstri Finansman Paketi.
Paket çerçevesinde önceliğin orta yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerle sektörlere verildiği bir finansal destek söz konusu.
Nasıl bir sonuç vereceği ise firmaların proje kalitesine ve konjonktürel gelişmelere sıkı sıkıya bağlı!