Marta ait işsizlik oranı yüzde 10,1’le tek haneye göz kırptı.
Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik de yüzde 9,7‘lik seviyesiyle…
Bu gidişatı teyit etmiş durumda.
İşsizlik oranındaki azalışta özellikle istihdamdaki artış öne çıkıyor!
Aylık bazda istihdam yaratımında 180 bin kişilik güçlü bir artış var çünkü.
Yani Eylül 2015’ten bu yana en yüksek aylık artışla karşı karşıyayız istihdam cephesinde!
Bu alandaki en büyük katkı ise 140 binle hizmet sektörüne ait.
Özellikle de eğitim, ulaştırma ve ticaret sektörleri istihdamı sırtlayanlar olarak öne çıkmakta.
Kamunun öğretmenler başta olmak üzere…
Yaptığı personel alımlarının etkisini de dikkate almakta fayda var!
Üretken sektörlere baktığımızda ise…
İnşaatın 42 bin kişilik artışla sahne almaya başladığını görüyoruz.
Sanayi cephesinde ise 19 binlik cılız sayılabilecek bir çıkış var!
Ve ne yazık ki; tarım istihdamındaki aylık düşüş…
Bu yıl üçüncü kez sahne almış vaziyette.
Yani inşaat ve hizmetle durumu kurtarmışız!
Asgari ücret zammı da beklendiği kadar olumsuz etki yaratmamış.
Ancak turizm sektöründeki vaziyet istihdam için hala risk.
İkinci çeyrekteki iç talep de soru işaretleri barındırıyor!
Bütçe niye coştu?
Eskiden açık verirken coşan Türkiye’nin merkezi bütçesi…
Bu kez de fazla vererek coştu.
Mayısta aylık 3,7 milyar TL’lik fazla kayda değer bir rakam.
2015’in aynı ayındaki 1,6 milyar TL’nin iki katını aşan bir performansı ortaya koydu!
Bu tabloda harcamaların yüzde 14,3’lik artışına karşın…
Gelirlerdeki yükselmenin yüzde 18,6’e çıkmış olmasının rolü mevcut.
Dolayısıyla harcamaları 3 puan artıran 5 milyar TL’lik faiz ödemesi yükü yanında…
Memur maaşlarıyla sosyal güvenlik harcamalarının yarattığı baskı…
Coşan vergi gelirleriyle bertaraf edilmiş görünüyor!
Bütçeyi ayakta tutan vergi gelirlerinin katkısı 14,7 puana çıkmış durumda.
Aslan payı ise 9,4 puanla kurumların ödediği vergiler oluşturmuş.
Katkıda 5,9 puanlık gelir geçici vergisi de dikkate alınmalı!
Mayıstaki bu performansın pozitif sonucuysa…
2016’nın ilk 5 ayında 9 milyar TL’lik bütçe fazlası vermemiz oldu.
Geçen senenin neredeyse beş katı bir rakam bu çünkü!
Sözün özü; bütçede hedefe uygun gidiyor. Ama harcamalardaki risk işaretlerini unutmamak şart!
Çin Türkiye’yi nasıl sevindirdi?
Piyasalara mini doping bu kez Çin’den geldi.
Ancak, ironik biçimde Çinlileri üzen bir gelişme…
Dünyanın geri kalanını sevindirdi!
Peki neydi üzücü haber?
Çin yerel piyasa hisselerine uluslararası endeks vizesi çıkmadı.
Yani MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksine Pekin yönetimi kabul edilmeyi başaramadı.
Red gerekçesiyse, liberalleşme konusunda yeterli adım atılmaması olarak gösterildi.
Peki diğer gelişmekte olan ülkeler niye göbek attı bu gelişme karşısında?
Çin’in endeks ağırlığındaki her bir puanlık artış…
Gelişmekte olan ülke borsalarından 15 milyar dolar civarında bir çıkışa yol açacaktı da ondan.
Bu durumun Türkiye’ye dönük kısa vadeli yansımasıysa 300 milyon dolar civarında olacaktı!
Özetle Çin’in istediğine kavuşamaması yararımıza bir sonuç teşkil ediyor.
Ama piyasalar için suni tenefüsten öte bir durum da değil elbet.
Çünkü Türk para piyasaları açısından bugünlerin ana gündemi…
Fed, Brexit ve Putin üçlüsüne kilitlenmiş durumda!