Devletlerin temel görevilerinden biri çalışmak isteyene iş sağlamaktır.
Tabii ki devlet herkesi işe alıp tek başına çalıştırmak durumunda değil!
Kamunun asli görevi iş alanlarının sağlıklı biçimde büyüterek…
Artan nüfusun istihdam ihtiyacını maksimum seviyede karşılanmasını sağlamak.
Yani özel sektörün top koşturduğu sahayı genişletmesini teşvik edecek politikaların devreye girmesi hayati önemde!
Mesela…
Dünyanın bir numaralı ekonomisi Amerika‘da…
2008 kriziyle devreye giren meşhur parasal genişleme politikasında yıllar yılı temel kriter olarak…
Gözler işsizlik seviyesinin önce yüzde 6,5, ardından da yüzde 5 seviyelerine inip inmeyeceğine çevrilmişti!
Kısacası ekonomik büyümenin kalitesi yarattığı istihdamla da ölçülmekte.
Kriz dönemlerinde kamunun iş alanlarını genişletmesi de olmazsa olmazlar arasında.
Ancak, normal koşullarda özel sektörün önünü açıp;
vatandaşa iş ve aş yaratmak ekonomi yönetimlerinin en temel meselesi olmalı!
Peki, sağlıklı bir ekonomide işsizlik oranları hangi seviyelerde makbuldür?
Dünya örnekleri gösteriyor ki yüzde 3 ile yüzde 7 aralığındaki oranlar…
Hem ekonomik hem de sosyal açıdan sağlıklı sonuçlar doğrabilmekte!
Elbette bu oranların gerçekçi bir karşılaştırma imkanı da vermesi önemli.
Çünkü…
İşsizlik oranları tespit edilirken işgücüne katılım seviyesi yanıltıcı tablolar ortaya koyabilmekte.
İşgücüne katılım arttıkça; yani iş arayanların sayısı yükseltikçe…
İş olanakları artmış olsa da…
İşsizliği düşürmek bir yana artışını engellemeniz zor olur!
TÜİK’in dün açıkladığı veriler tam da böyle bir tablo ortaya koydu.
Üç aylık ortalamayı içeren ekim ayı verilerine göre…
İşgücüne iş yetiştiremeyince…
İstihdam edilenlerin sayısı, bir önceki yılın aynı ayına göre 718 bin artarak 26 milyon 856 bin kişiye çıktı.
İstihdam oranı da 0,5 puanlık yükselişle yüzde 46,2 oldu.
Ancak, aynı dönemde işgücüne katılma oranı 0,6 puan artarak yüzde 51,6’ya çıkınca…
İşsiz sayısı 104 bin kişi artarak 3 milyon 147 bine tırmanıverdi!
Bu tablonun oransal yansımasıysa…
İşsizlik oranında 2014’e göre 0,1 puan, Eylül 2015’e göreyse 0,2 puan artış olarak kayıtlara geçti.
Neticede yüzde 10,5 seviyesindeki bir işsizlikle 2015’i kapatmaya hazırlanıyor Türkiye.
Oysa Orta Vadeli Program‘daki beklenti yüzde 10,2 seviyesinde.
Öncü veriler ufak da olsa bir sapmanın olabileceğine işaret ediyor aslında.
Ancak hedefi tuturmak pek de kolay olmayacak!
Özellikle mevsim etkilerini arındıran itatistiklerler de işimizin kolay olmadığını gösteriyor.
Peki 2016‘da yüzde 10,2’lik hedefi yakalayabilecek miyiz?
Devlet baba iş başında
İki kritik unsur ciddi destek vermeye aday.
Biri devletin doğrudan yapacağı işe alımlar…
Yani kamu personelindeki artış.
Bütçe kanununda öngörülen atama sayısının 56 bin…
Ancak istisna kapsamında olan diğer atamalarla beraber…
Kamuya 97 bin yeni eleman alımı yapılacak.
Dolayısıyla işsizliğin yükselmesi devlet eliyle yavaşlatılacak!
Keza zincirleme etki yaratacak olan yüzde 24,2’lük yatırım ödenek artışı da…
Bu süreci destekleyecek.
Özel sektörü istihdam yaratmaya teşvik için kullanılan enstrumanların…
Bu yıl nasıl sonuç vereceği ise henüz belli değil!
Asgari ücret artışının sınırlayıcı etkisini de unutmamakta fayda var.
Dolayısıyla işgücüne katılımın hız kesmemesi halinde…
Hedefin ıskalanma ihtimali devletin tüm gayretlerine rağmen hala yüksek!