2014`ü bitirmeye sayılı günler kaldı.
Peki ekonomi adına geride nasıl bir yıl bırakıyoruz?
Ana hatlarıyla baktığımızda zorlu günlerin çoğunlukta olduğunu söylemek zor olmaz!
Çünkü…
İç ve dış sorunların pek de soluk aldırmadığı bir dönemden geçiyoruz.
Mesela…
Bir durulan bir alevlenen Irak, Suriye ve Ukrayna gibi jeopolitik riskler…
Amerika`nın parasal genişlemeyi sonlandırma adımlarının yarattığı stres…
Ve Avrupa ekonomisinin durma noktasına gelmesi ile Uzakdoğu`nun formdan düşmesi gibi dış faktörler yılboyunca Türkiye`yi etki altında tuttu.
Keza iç manzaraya baktığımızda da fazla sütliman bir görüntü hafızalara takılmıyor!
Siyasetteki yüksek tansiyon ve iki seçim dönemi bile ekonominin geri planda kalmasına yeter aslında.
Tüketimi azaltıcı tedbirlerde ipin ucunun kaçması…
Ve rekor döviz kurları ile yüksek faizin; yılın önemli bölümüne damgasını vurması da iç talebi yere serdi!
Dolayısıyla 2014`te ekonominin yavaş seyri kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor.
Bu atmosferde umutlar son çeyrekte gelmeye başlayan olumlu sinyellerdeydi.
Ancak, öncü veriler büyümede dördüncü çeyreğin pek de coşkulu başlamadığını gösteriyor!
Reel ekonominin en önemli barometresi olan sanayi üretimi… Ekimde beklentilerin altında arttı.
Nominal üretim endeksleri 2013`ün aynı ayına göre yüzde 4,5 artışa işaret etse de…
Tatil günü farkından kaynaklanan takvim etkisini arındırıp reel bir karşılaştırma yaptığınızda artış yüzde 2,4`e iniyor.
Neticede büyümeye yaptığı katkı anlamında düşük bir oranla yüzleşiyoruz sanayi cephesinde!
Keza mevsim ve takvim etkisini arındırıldığında Eylül 2014`e göre yüzde 1,8`lik düşüş düşündürücü bir trende işaret ediyor.
Ana sanayi grupları açısından en yüksek düşüşün yüzde 5,5 ile sermaye malı imalatında görülmesi de gelecek adına pek moral verici bir gelişme değil.
Vatandaş tütüne sarılmış!
Ekonomideki gidişatı ironok biçimde gösteren bazı detaylar da…
Bir nevi, toplumsal ruh halimizin yansıması olarak TÜİK`in sanayi üretim verilerine yansımış vaziyette!
Nasıl mı?
En yüksek üretim artışının yüzde 10,7 ile tütün ürünlerinde yaşanması… Vatandaşın dertlenip dertlenip, sigara üstüne sigara yaktığını gösteriyor sanki!
Yüzde 8,4`le üretimde artış ikincisi olan temel eczacılık ürünleri imalatı da milletin sağlığını korumakta zorlandığına işaret ediyor.
Vatandaşın talebiyle oluşan bu ilginç artış tablosu bir yana…
Sanayideki çarkların ekimde ulaştığı dönüş hızı büyümenin hızlandığını göstermekten uzak bir görüntüye sahip!
Otomotivde fren izleri
Ekonomide yılın son virajı olan dördüncü çeyrek için gözler kasım ve aralık aylarına çevrilmiş durumda.
Ancak, kasıma ait ilk sinyaller de canlanma umudunu vermekten uzak kaldı.
Çünkü sanayinin belkemiği niteliğindeki otomotiv ana sanayinde üretim yerinde saydı.
Otomotiv Sanayicileri Derneği`nin kasım ayına ait 113 bin 93 adetlik üretim verisi... Sanayi üretimi için de fazla bir beklentiye girilmemsi gerektiğini söylüyor!
Yılın ilk 11 ayında bir milyon adetlik üretim sınırının aşılması bir başarı olsa da…
Yüzde 1`lük üretim artışı, ülke ekonomisi adına hedeflenen büyüme rakamlarına ulaşma konusundaki zorluğu gözler önüne seriyor.
Sözün özü; artık 2015`e hazırlanmalı… Ve ekonomi gündemin ilk sıralarına çıkarılmalı!