Eylül ayı küresel ekonomi açısından makas değişimi sinyalleriyle öne çıkıyor.
Öncelikli gündem maddesi şüphesiz ki Amerikan ekonomisine dair mesajlar.
Önceki akşam Amerikan Merkez Bankası Fed’in açıkladığı kararlar ve Başkan Janet Yellen’in soru cevap sırasındaki tutumu…
Parasal daralma sinyallerini net bir tabloya dönüştürmüş oldu çünkü.
Yani artık Fed dünyaya yaydığı paraları bir miktar daha hızlı biçimde geri çekme aşamasına geldi…
Buna göre 2017’nin son ayında faiz artışı neredeyse kesinleşti.
Ama daha da önemlisi 4,5 trilyon dolara dayanmış olan Fed bilançosunun küçültülmesi hareketi ekim ayı itibariyle resmen başlıyor.
Oysa ekonomik performansa dair ciddi şüphelerin kafaları kurcaladığını da görüyoruz.
Peki Amerikan ekonomisi bu kadar güçlü mü?
Parasal sıkılaştırma için erken değil mi?
Tarzı sorular da soruluyor piyasalarda.
Başkan Yellen’den gelen açıklamalarsa bize genel ekonomik dinamiklerin pozitif olduğunu…
İç ve dış risklere rağmen daha önce gündeme taşıdıkları sıkılaştırma adımlarını gündemde tutmaya devam edeceklerini söylüyor.
Öyle ki; kasırgalara da, henüz yüzde 2’nin üzerine çıkamayan enflasyona da…
Hatta Donald Trump’ın tuhaf icraatlarına da aldırmayan bir tutum içerisinde Fed.
Yani Janet Yellen’in çizgisi net!
“Bilanço küçültmesi kademeli ve tahmin edilebilir olacak” mesajını veren Yellen ve ekibi…
Piyasalardaki istikrarı önemsediklerini göstermeye çalışırken enflasyon konusunda kendine bir manevra alanı brakmayı ihmal etmedi.
“Enflasyon birkaç yıldır yüzde 2’lik hedefimizin altında gidiyor.
Eğer yüzde 2’nin altında kalma durumu kalıcı olursa o zaman biz para politikasıyla buna müdahale edebiliriz“.
Yani olabildiğince piyasaları adımlarına hazırlama gayreti var.
Zaten piyasalar da bu tabloyu belli oranda satın almıştı.
Dolayısıyla çok da sürpriz etki yaratmadı Fed’in eylül toplantısı.
Ancak kısmen satın alınmış olsa da bu gelişme.
Tavrın beklenenden net olması nedeniyle piyasalarda biraz daha yüksek gerilim dozuyla fiyatlama yarattı.
Dolar risk yaratır mı?
Neticede son haftalarda fazlasıyla kan kaybetmiş olan dolar bir miktar kendine geldi!
Yine de önceki yüksek kayıplar sonucu doların lira karşısında hala makul seviyelerde kaldığını görüyoruz.
Yani 3,51 TL’lik dolar kuru her ne kadar son bir ayın zirvesi olsa da!
Bu seviye henüz risk ihtiva etmekten uzak.
Fed sonrası petrolde oluşan baskı ise dikkatle takip edilmeli.
Amerika’yı fiyatlarına yansıtan piyasaların yakın takipte olduğu 25 Eylül tarihi para hareketleri kadar petrolü de heyecanlandırabilir çünkü!
Peki neden?
Kerkük referandumu kritik önemde!
Barzani’nin vazgeçirilememesi ve silahlı unsurların devreye girmesi halinde…
Bölgenin alev alması piyasalarımızı germekle kalmayacak petrolü de ateşleyebilecek bir özellik taşımakta.
Kısacası ekonomi cephesinde 25 Eylül ve artçı etkilerini görmeden…
Ekim ayı itibariyle yaşanabileceklere dair net bir öngörü yapmak pek de mümkün değil. Üstelik Amerika’da hala Trump belirsizliği var.
Hala Kuzey Kore faktörü var.
Sözün özü makas değişimi beklentilerden radikal olabilir!
Yani dikkatli adım atmakta yarar var.