Olay Gazetesi Bursa

Faiz indirimleri sona mı eriyor?

Vatandaşın en büyük dertlerinden biri enflasyon. Kısa süre öncesine kadar yüzde 20’ler civarında seyrediyordu enflasyon! Zaman zaman inişe geçse de enflasyon Türkiye’nin en temel belalarından biri olmayı sürdürüyor. Peki neden? Liste uzun. Ama özetlediğimizde gıda üretimi olmak üzere yapısal sorunlarla karşılaşıyoruz. Arz talep dengesizlikleri, maliyet duyarlılığı ve aracılık faaliyetlerinin yoğunluğu; fiyatların tarladan sofraya katlanarak gelmesine yol açıyor. İthalat bağımlısı […]

Vatandaşın en büyük dertlerinden biri enflasyon.

Kısa süre öncesine kadar yüzde 20’ler civarında seyrediyordu enflasyon!

Zaman zaman inişe geçse de enflasyon Türkiye’nin en temel belalarından biri olmayı sürdürüyor.

Peki neden?

Liste uzun. Ama özetlediğimizde gıda üretimi olmak üzere yapısal sorunlarla karşılaşıyoruz.

Arz talep dengesizlikleri, maliyet duyarlılığı ve aracılık faaliyetlerinin yoğunluğu; fiyatların tarladan sofraya katlanarak gelmesine yol açıyor.

İthalat bağımlısı sanayi üretimimiz ise dövize aşırı duyarlı.

Haliyle her kur şoku yüksek enflasyon olarak geri dönüyor!

Enerjide dışa bağımlılığın benzer yansımalarını yaşıyoruz.

Akaryakıt, elektrik ve doğalgaza gelen zamlar diğer zamların da tetikleyci olmakta.

Ve yüksek faiz gibi finansal baskılar da enflasyonun ekmeğine yağ sürmekte.

2019’un büyük bölümüde de bir yanda yapısal sorunlar diğer yanda da 2018 Ağustos ayında yaşanan döviz ve faiz şokunun artçıl etkileriyle boğuştuk!

Yaz aylarından itibaren gıdadaki fiyatların durulması yanında kur ve faizde başlayan düşüşün açtığı fırsat penceresi tek haneli enflasyonla bizi yeniden tanıştırmıştı.

Ancak, baz faktörüyle gelen mutluluk kısa sürdü.

Ve kasım itibarıyla yine baz etkisiyle yeniden çift haneyle tanıştık.

Ekimde yüzde 8,6 olan yıllık TÜFE, kasımda 2 puanlık zıplamayla yüzde 10,6’ya yükseldi!

Aslında kasımda tüketici fiyatları aylık bazda yüzde 0,38 artışla yüzde 0,75’lik piyasa beklentisinin fazlasıyla altında kaldı.

Bu tatlı sürprizin altında yatan temel etkense vatandaşın enflasyon sepetindeki ağırlıklı grupların sakin kalmasıydı!

Aylık enflasyonun gerilemesinde en büyük katkı gıdadan geldi.

Çünkü en yüksek ağırlığa sahip olan gıdada fiyat artışları yüzde 0,22 ile sınırlı kaldı.

Ve manşet enflasyona etkisi sadece 0,05 puan oldu.

Ancak burada bir dip not düşmekte fayda var.

Herkesin filesi farklı ürünlerle ve farklı satış noktalarından dolduğu için bireysel gıda enflasyonu da farklı olmakta.

Vatandaşın duyarlı olduğu konut grubu da yüzde 0,36 artışla 0,05 puanlık düşük bir katkı yaptı aylık enflasyona.

Keza ulaştırmanın etkisi de 0,06 puanla sınırlı kaldı!

Yüzde 2,7 artan giyim ve ayakkabı grubu fiyatları ise aylık TÜFE’de 0,18 puanlık paya sahip oldu.

 

TÜFE’nin çift hane baskısı

 

Yani TÜİK’e göre gıda, konut ve ulaştırma bu kez vatandaşı üzmemiş.

Giyimse mevsim normallerine yakın gelmiş.

Bu sayede de beklentilerin altında kalan bir TÜFE rakamıyla karşılaştık.

Ancak baz etkisiyle yıllık enflasyonda kaçınılmaz bir tırmanış başladı! 

Ve büyük olasılıkla 2020’nin ikinci çeyreğine kadar çift hanede kalan bir TÜFE söz konusu.

Kısacası enflasyon vatandaşın gelirini kemirmeye devam edecek.

Aynı zamanda faizlerdeki inişi sınırlama gibi bir handikap da yaratacak!

Nasıl mı?

Enflasyon 2019 sonunda ise yüzde 11,0 – 11,5 aralığında bir yerde kapanış yapmaya hazırlanıyor.

Gelecek yıla ait hedefse yüzde 8,2 seviyesinde.

Bu çerçevede Merkez Bankası 12 Aralık’ta en az 150 baz puanlık bir faiz indirimi daha yapacaktır.

Ama tüketime hayat katan faizlerdeki düşüşün devamı için bir süre beklememiz gerekebilir!

Çünkü 2020 enflasyon hedefine dönük riskler var.

Ve Türkiye’nin risk primi de belli oranda reel faiz verilmesini zorunlu kılıyor.

Yani gelecek yılın ilk çeyreğinde faizler ya çok yavaş inecek.

Ya da indirimler bir süreliğine rafa kalkacak.