Olay Gazetesi Bursa

Enflasyonda zirve görüldü mü?

Canavar yine formda olduğunu gösterdi. Merakla beklenen ekim ayı enflasyonu fiyat artışlarının durulmadığını ortaya koydu. Dövizdeki geri çekilmenin ve enflasyonla mücadele programının zamlı fiyatları aşağıya çekmek için henüz yeterli bir zemin oluşturmadığını söylüyor TÜİK’in açıkladığı son rakamlar. Ekimde tüketici fiyatlarının yüzde 2,7’lik artışla tahminleri aşması mücadelenin pek de kolay olmayacağını göstermekte. Çünkü yıllık enflasyon yüzde 25,2 ile 2003’ten bu […]

Canavar yine formda olduğunu gösterdi.

Merakla beklenen ekim ayı enflasyonu fiyat artışlarının durulmadığını ortaya koydu.

Dövizdeki geri çekilmenin ve enflasyonla mücadele programının zamlı fiyatları aşağıya çekmek için henüz yeterli bir zemin oluşturmadığını söylüyor TÜİK’in açıkladığı son rakamlar.

Ekimde tüketici fiyatlarının yüzde 2,7’lik artışla tahminleri aşması mücadelenin pek de kolay olmayacağını göstermekte.

Çünkü yıllık enflasyon yüzde 25,2 ile 2003’ten bu yana kaydedilen en yüksek rakama çıkmış durumda!

Bu oran aynı zamanda son bir yılda vatandaşın cebindeki her dört liradan birinin zamlar nedeniyle buharlaştığı anlamına geliyor.

Beklentileri aşan aylık enflasyonun baş sorumluları ise giyim, gıda ve ev eşyası grupları olarak karşımıza çıkmakta.

Zamlar açısından özellikle giyim kuşam coşmuş vaziyette!

Aylık yüzde 12,8 artan giyim grubu fiyatları; yüzde 2,5’lik aylık manşet enflasyona 0,8 puanlık bir etki yapmış durumda!

Gıdanın endeks hareketi daha sınırlı kalsa da sepetteki ağırlığından dolayı 0,75 puanlık bir manşet katkısı olduğunu görüyoruz.

Ayrıca 0,3 puan da ev eşyası grubundaki fiyat artışlarından gelmiş.

Kısacası aylık TÜFE’nin yarısından fazlası bu 3 gruba ait.

Keza yıllık bazda da bu gruplar ortalamanın hayli üzerinde bir seyir izlemekte.

Oysa Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı’nın ana kapsamı bu gruplardı!

Demek bu programla beraber başlayan indirimler öncesinde yapılmış olan zamların oranı hayli yüksekti.

Fırsatçıların da boş durmadığını gösteriyor bu manzara.

Ayrıca dövizdeki gerçekleşen yükselişin fiyatlara gecikmeli biçimde yansımaya devam ettiği görülmekte!

TÜFE’deki gidişatı gösteren çekirdek enflasyon ise ekimde eylüle göre hız kesti.

Ancak hala yükseliş söz konusu.

Dolayısıyla TÜFE’deki gerileme zayıf ve yavaş olacaktır.

Üretici fiyatları enflasyonunda yüzde 46,2’den yüzde 45’e iniş gözlendi.

Ama hala çok yüksek seyreden ÜFE’nin tüketici fiyatları üzerindeki baskının hafiflemesini engelleme potansiyeli mevcut!

 

Yılsonu beklentileri

 

Bundan sonrasına baktığımızda enflasyondaki yükselişin sona ermesi ihtimali görülmekte.

Yani büyük ihtimalle zirveye ulaşıldı.

Çünkü…

Yavaşlayan tüketici talebi, kur geçişkenliğinin azalması ve vergi indirimleri gibi nedenler çekirdek enflasyonu da üretici fiyatlarını da dizginleme potansiyeli taşıyor.

Yine de yıllık bazda hızlı bir geri çekilme için hala erken.

Dolayısıyla yılsonunda yüzde 23,5 – 25,0 aralığında bir rakamla karşılaşmamız kuvvetle muhtemel!

 

Enflasyonun faiz ve dövize etkisi

 

Mevcut manzarada faizlerin yüksek seyri de ne yazık ki büyük ihtimalle 2019’un yaz aylarına kadar sürecek.

Kurları aşağıya güçlü biçimde iten enflasyon düzeyleri için de birkaç ay daha beklememiz gerekiyor.

Neticede kur cephesinin rahatlamasını sağlayan dış ilişkilerdeki pozitif atmosferin kalıcılığı büyük önem taşımakta!

Ayrıca küresel çaptaki piyasaların stabilitesi de hem döviz hem de enflasyon adına takip edilmesi gereken bir unsur olarak karşımızda duruyor.    

Kısacası enflasyon, faiz ve dövizde uzun ince bir yoldayız.