Ekonominin başlıca dertlerinden biri enflasyon.
Kronikleşen bir hal alan çift haneli rakamlar hem vatandaşın cebini hızla boşaltıyor.
Hem de ekonomik dengeler üzerinde negatif bir baskı oluşturuyor.
Ve ne yazık ki enflasyon canavarıyla ciddi boyuttaki mücadele çok geç başladı!
İki yıldan bu yana defaatle dikkat çektiğimiz riskler gerçeğe dönüşürken enflasyonu küçültmek için ödenecek faturanın büyüdüğüne şahit olduk.
Haliyle geç kalan adımların etkisi de zayıf kalmakta.
Sonuçsa cuma günü açıklanacak olan temmuz enflasyonunun yüzde 17’ye dayanmasıyla negatif biçimde karşımıza çıkacaktır.
Bu oran ekonominin sağlığı açısından pek de içaçıcı bir bir seviye değil!
Tablonun oluşmasında döviz ve enerji kaynaklı maliyet artışları yanında talebin yüksek seyretmesinin ciddi payı olduğunu görüyoruz.
Dolayısıyla sorumluluk birçok kurumun sırtında görünüyor.
Ve çok yönlü çözümlerin sahaya çıkması şart!
Yoksa uzun süreli yüksek enflasyon sarmalından kurtulmamız zor olacak.
Ancak, enflasyonla mücadele birçok kuruluşun omuzlarında yük olarak dursa da…
Birincil görev paranın patronu olan Merkez Bankası’na ait!
Öncelikle de gerçekçi öngörülerin ortaya konması ve bir mücadele haritasının görünür hale gelmesi şart.
Bu anlamda dün açıklanan 2018’in üçüncü enflasyon raporu bir umut ışığı taşıyor.
Çünkü..
MB daha gerçekçi tahminlerini kamuoyu ile paylaştı.
Başkan Murat Çetinkaya’nın ifadesiyle; 2018 yıl sonuna dair tüketici enflasyonu tahmini nisan enflasyon raporuna göre 5 puan yukarı yönlü güncellenerek yüzde 13,4’e yükseltildi.
Ancak bu seviye öngörü setinin orta noktasını teşkil ediyor.
MB’nin yılsonu için tahmin aralığı yüzde 12,5 – 14,3 bandına çıkarıldı!
Yani yüzde 14,3 gibi üst sınırı da ufukta göstermiş oldu Çetinkaya ve ekibi.
Beklentilerin üzerine çıkan revizyon piyasalarda kur artışıyla yüzleşmemize yolaçtı.
Yatırımcılar hızlı yükselişin Merkez tarafından da teyit edilmesini negatif fiyatlamaya dönüştürdü!
Somut adım beklentisi
Yapılan açıklamada güven tesisi ve bağımsızlık vurgusu da yer aldı aslında.
“Tahminleri oluştururken para politikasındaki sıkı duruşun uzun süre korunacağı bir çerçeveyi esas aldık.
Hangi sebeple olursa olsun enflasyon tahmin patikasından belirgin ve kalıcı bir sapma olacağı kanaati kurulda oluşursa gerekli adımlar atılır.
İlave sıkılaştırma gerekirse ilave sıkılaştırmayı da kurul tereddüt etmeden gerçekleştirir”.
Ancak, bu ifadeler kısmi olarak güven telkin etti.
Sözün özü; piyasa yeni verileri ve ekonomi yönetiminin somut adımlarını bekliyor!
Beklentilerin ötesindeki negatif gelişmeler yeni kur ve enflasyon rekorlarını karşımıza çıkaracaktır.
Pozitif gelişmelerse nefes alıp umutlanmamızı sağlayacak piyasa reaksiyonlarını gündeme taşıyacaktır.
Haziranda yüzde 9 azalan dış ticaret açığı ve ikinci çeyrekte yüzde 30 artan turizm gelirleri umut listesinde kendine yer buldu.
Ancak dış açığın ithalattaki düşüşle gerçekleşmesi ekonomik yavaşlamanın da işareti!
Dolayısıyla boğuşmamız gereken durgunluk riski de gündemde daha fazla yer tutmaya aday.