Yılın son çeyreğine dair ilk somut rakamlar geldi.
Dün açıklanan veri setlerinde net bir soğuma görüntüsü hakim!
Kapasite kullanımı ve güven endeksleri olumsuz bir tablo çizdi..
Ve hala yüksek seyreden bir de enflasyon mevcut.
Bu tabloyu dikkate alan Merkez Bankası; dünkü toplantısında politika faizini yüzde 24’te sabit tuttuğunu açıklayarak yavaşlamayı hızlandıracak adımlardan kaçındığını gösterdi.
Çünkü iş dünyasını ilgilendiren kredilerde faizlerin yüzde 40 – 50 aralığına çıktığı, tüketici kredi faizlerinin de yüzde 30’ları aştığı bir dönemdeyiz.
Dolayısıyla MB yönetiminin politika faizinin üzerinde bulunan enflasyonu dizginlemek ve kurları baskılamak yerine kredi maliyet artışlarını körükleyecek duruştan uzak durması büyümeye yeniden önem verildiğini gösteriyor.
Dövizi azdırmadan faizi koruması için enflasyon bazlı bir opsiyonun oluşması ise Merkez’in elini rahatlatmış görünüyor!
Ancak, hala enflasyonist baskıya dair işaretler olduğunu da itiraf eden bir MB açıklaması var karşımızda.
“İç talep koşullarındaki zayıflamanın enflasyon görünümündeki bozulmayı kısmen sınırlayacağı düşünülse de fiyatlama davranışlarına dair yukarı yönlü riskler devam ediyor!“.
Bu nedenle sıkı parasal duruşun korunmasına karar verildiğinin ifade edildiği MB’nin açıklama metninde ihtiyaç duyulması halinde ilave sıkılaştırma yapılabileceğinin altı çizilmiş.
Kısacası mücadele programının da etkisiyle Merkez’in kritik önemdeki ekim ayı enflasyonuna yönelik beklentisi olumlu görüntü veriyor!
Dövizdeki nispi gerilemenin sağladığı avantaj da dikkate alınmış.
Ayrıca yavaşlama kaynaklı azalan talep de enflasyona kısa süre nefes aldıracak.
Dolayısıyla faiz artışını zorunlu kılan bir tablo şu an için yok.
Sıkı duruş mesajı
Ancak, riskler mevcut.
Bu nedenle de Murat Çetinkaya ve ekibi “gerekirse faiz artışından çekinmeyiz” mesajını da kamuoyuna vermekte.
Faize dokunmayan MB’den gelen bu açıklamalar özellikle artış bekleyen yabancı yatırımcıyı da tatmin etmiş görünüyor!
Neticede az da olsa döviz kurlarının verdiği pozitif tepki Merkez’e şimdilik bir prim tanındığının işareti.
Eksi büyümeye ilk teyit
Faiz ve enflasyonda şimdilik dengelenme görüntüsü oluşsa da ekonominin büyüme tarafı olumsuz sinyaller veriyor.
İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı, ekimde bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 75,4 seviyesine geriledi.
Mal gruplarındaki ayrışma ise ilginç bir tablo sergiliyor!
Çünkü ekimde sanayicinin kapasitesini artıran temel faktör olarak vatandaşın zorunlu tüketimi görünmekte.
Gıda ve içeceklerle dayanıksız tüketim mallarında kapasite artışı görülürken ara mallar, yatırım malları ve dayanıklı tüketim mallarında azalış kaydedildi.
Kısacası sanayinin ana omurgası kapasite azaltıyor.
2017’nin ekim ayına göre 4,3 puanlık düşüş kaydedilmesi de son çeyrekte eksi büyüme rakamları görülme ihtimalinin teyit etmekte
Nitekim dün açıklanan ve sanayideki beklentileri gösteren reel kesim güven endeksi
ekimde eylüle oranla 2 puan azalarak 87,6 seviyesine inmiş vaziyette!
Bu seviyenin Nisan 2009’dan bu yana kaydedilen en düşük düzey olduğu da unutulmamalı.
Sanayicinin gelecek 3 aya dair beklentileri de pek iyimser değil.
Bu arada hizmet ve perakende sektörlerinde de güven kaybı rakamlara yansımaya devam ediyor.
İlginçtir ki uzun süredir durgunluk yaşanan inşaat sektöründe güven endeksi yüzde 2,3 artış kaydetti ekimde!