Olay Gazetesi Bursa

Ekonominin geleceği

Acı üstüne acı yaşıyor Türkiye… Soğukkanlı olmanın zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Ama toplumsal travmaya teslim olmamak zorundayız. Böyle zamanlarda iyi haberlere olan ihtiyacımızsa herzamankinden fazla! Ne yazık ki güzel haberlerin kıtlaştığı zamanlardayız. Mesela ekonomide vatandaşı ferahlatacak gelişmelere hasret kaldık! Peki neden? Çeşitli nedenlerle son iki yıldır adım adım gündemin alt sıralarına düştü ekonomik hayatımız. Bu […]

Acı üstüne acı yaşıyor Türkiye…

Soğukkanlı olmanın zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz.

Ama toplumsal travmaya teslim olmamak zorundayız.

Böyle zamanlarda iyi haberlere olan ihtiyacımızsa herzamankinden fazla!

Ne yazık ki güzel haberlerin kıtlaştığı zamanlardayız.

Mesela ekonomide vatandaşı ferahlatacak gelişmelere hasret kaldık!

Peki neden?

Çeşitli nedenlerle son iki yıldır adım adım gündemin alt sıralarına düştü ekonomik hayatımız.

Bu atmosferde gereken yapısal reformları hayata geçemezken…

Dünyadan gelen risklere karşı da özellikle para otoritesi pek bir hazırlık yapamadı!

Ekonomi yönetiminin 2015’in büyük bölümünü siyasi zemin nedeniyle icraat yapamaz halde geçirmesi de…

İktisadi performansımızı zayıflatan faktörler arasındaydı.

Küresel fırtınaların ortasındaki Türkiye’nin siyasi belirsizlik atmosferine girmesi…

Sonuçta iş dünyasını bir sis bulutu içinde adım atamaz hale getirdi!

Gerileyen ihracatın sıkıntısı bir yana… Umut bağlanan iç pazar da risk altına girmiş durumda.

Dün TÜİK‘in açıkladığı temmuza ait veriler de…

Üretim ve ticarete dönük manzaranın pek olumlu olmadığını teyit eder cinstendi.

Mevsim ve takvim etkisi arındırılmış sanayi üretimimiz hazirana göre yüzde 1,5 düşüş kaydetmiş vaziyette!

Alt sektörel tablodaysa imalat sanayindeki yüzde 2,4’lük gerileme dikkat çekici.
Yani ikinci 6 aya sanayimiz ilk yarıya oranla vites küçülterek başlamış görünüyor.

2014’ün temmuzuna göre kaydedilen yüzde 0,3 oranındaki artışsa sevindirici olmaktan uzak bir seviye ne yazık ki!

Sanayi üretimi son 6 ayın dip seviyesine inerken…

Perakende ticarete ilişkin rakamlar da yılın ilk aylarına oranla benzer bir tabloyu karşımıza çıkardı.

Satış hacmimiz temmuzda hazirana göre sadece yüzde 1,3 artış göstermiş çünkü!

Hatta gıda, içecek ve tütün satışlarının yüzde 1,2 oranında azaldığını dikkate alırsak…

Vatandaşın diğer harcamalar için boğazından feda ettiğini de görmek mümkün olur.

Sözün özü iç piyasa 2015’in kalan aylarına zayıf bir seyirde giriyor.

 

Büyüme yeterli mi?

 

Buna karşın bardağın dolu tarafı diyebileceğimiz istatistikler de yok değil!

Geçen yılın aynı ayına oranla perakende ticaret hacminde yüzde 7,1’lik yükseliş söz konusu.

Yani 2014’e göre iç piyasa performansı nispeten umut veriyor hala.

Tekstil sektöründeki satışların 10,4 artmasıysa Bursa adına sevindirici.

Ancak, bu hafif dozlu iyimserliğe rağmen!

Son veriler ekonomik büyüme konusundaki soru işaretlerini gidermeye yeterli değil!

Bunun yanında geleceğe dönük belirsizliklerin hayli fazla olması nedeniyle de…

Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ‘bu yıl büyüme yüzde 3 olabilir’ şeklinde ifade ettiği beklentisi epey iyimser görünüyor.

Neyse ki bu sıkıntılı atmosferde Türkiye’nin kredi notuna dönük güzel mesajlar geliyor bugünlerde!

Önce sıfırcı hoca lakaplı Moody’s

Ardından da Fitch Ratings‘in Türkiye’nin mali performansını överek kredi notu konusunda rahatlatıcı mesaj vermeleri sevindirici bir durum elbette.

Ancak piyasaların hassas dönemdeki bu destekleyici açıklamalara prim verdiğini söylemek zor!

Neticede 2016’ya düşük büyüme ortamında yüksek enflasyon ve işsizlik gibi ciddi handikaplarla girmek zorunda kalabiliriz.