Eğitim şart.
Ama nasıl bir eğitim?
Bireyi geliştirip kendisine tatminkar bir gelir sağlayan ve aynı zamanda ekonomiye katma değer sunan bir eğitimden bahsediyoruz.
Kısacası hem kişiyi daha üstün kılacak hem de ekonomik bir varlık olarak üretken bir kimliğe büründürecek verilen eğitim.
Türkiye’deki manzaraya baktığımızda bu fonksiyonları tam olarak yerine getiren kurumların parmakla gösterilecek kadar az olduğunu görüyoruz!
Dolayısıyla mezunların ulaştığı kalitenin kendilerini de işvereni de fazlasıyla zorladığını görmek zor değil.
Çünkü bir yanda işsiz genç ordusu diğer yanda ise aradığı kalifiye elemanı bulamayan işveren durmakta.
Bu atmosferde genç nüfustaki işsizlik oranının yüzde 25’lerde dolaşması normal sayılmalı.
Aileler çocuklarının eğitimi için oluk oluk para akıtırken karşılığını aldıklarını söyleyebilmek hayli zor.
Firmaların istediği kalitede eleman bulamaması ise bir başka ekonomik kayıp olarak karşımıza çıkmakta.
Girişimci sayımızdaki düşük seyir de formasyon anlamında pek bir yol alamadığımızın göstergesi.
Neticede küresel çapta rekabetçi bireyler yetiştiren verimli bir eğitim sistemine kavuşmak ekonomik ve sosyal anlamda Türkiye’nin bir nevi beka sorunudur!
Bu anlamda eğitimdeki reformist çabaların ne sonuç vereceğini zaman gösterecek.
Dolayısıyla şu an için bireylerin eğitim hayatında doğru seçimler yapıp kendilerini geliştirmek için özel bir çaba sarf etmeleri şart.
Sektörel öncelikler
Dün başlayan üniversite tercih dönemi çok stratejik bir aşama.
Öncelikle akademik kalitesi tescillenmiş üniversitelerin belirlenerek tercih listesine alınması önem taşımakta.
Çünkü öğretim kadrosu, laboratuvarları ve rekabetçi altyapısı oturmuş okulların bir gelecek sunması mümkün.
Branş seçimi ise çok yönlü destek gerektiren hayati bir süreç!
Öncelikle yetenek ve becerinin yoğunlaştığı alanların doğru tespiti şart.
Yoksa ya başarısızlık ya da sevmediği bir alanda çalışmanın verdiği mutsuzlukla yüzleşir gençlerimiz.
Meslek seçiminde çok sıkça düşülen hatadan da kaçınmak gerekiyor!
Bugünlerin moda meslekleri yanıltıcı bir etki yapmakta.
Hızlı robotlaşma ve yapay zeka uygulamalarının etkisiyle günümüzün birçok mesleği kısa sürede tarihe karışacak.
Bu gerçeği dikkate alarak “geleceğin meslekleri” kavramına ciddiyetle eğilmekte fayda var.
Geleceğin meslekleri
Geleceği öngörerek meslek seçimi yapabilmek için hangi sektörlerin öne çıkmakta olduğuna bakmalı öncelikle.
Tıp, mühendislik ve hukuk gibi alanların hızlı bir değişim sürecinden geçtiği unutulmamalı.
Tüm geleneksel sektörlerin bilişimle daha fazla buluştuğu bir geleceğe koşuyoruz!
Dolayısıyla öncelik bilişimde olmalı.
Uzay ve havacılık, nano teknoloji, genetik, çevre ve insan kaynakları da geleceğin ana sektörleri arasında kendini öne çıkarmakta.
Turizm ve tarımın da özellikle Türkiye adına daima iş kapısı olacağı unutulmamalı!
Mesleki tercih aşamasında çeşitli kurumların yaptığı ve tahmini kazanç analizleri de içeren araştırmalardan faydalanmak mümkün.
Bu tarz raporlardan yansıyan bazı ilginç meslekleri paylaşalım.
Artırılmış gerçeklik geliştirici, ticari drone pilotu, robotik servis teknisyeni, 3D baskı teknisyeni, aktarım uzmanı, dijital içerik uzmanı, android danışmanı, blockchain geliştirici,
nanoteknoloji mühendisi, akıllı bina teknisyeni, kişisel marka danışmanı, sentetik biyoloji mühendisi, kentsel tarım uzmanı, uzaktan sağlık mühendisi.