Kritik hafta geride kaldı.

Ana gündem ise Amerika’ın rahip Brunson için Türkiye’yi tehdit edip yaptırım uygulamaya başlamasıydı.

Neticede piyasalarda sert fiyatlamalara yolaçan bir süreç başladı.

Yumuşama zemini içinse gözler dün sabah Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo arasında Singapur’da gerçekleşen görüşmeye çevrilmişti.

Ancak, mevcut durumu değiştirecek net bir açıklama gelmedi.

Amerikan yönetimi kararlılık mesajı verirken Bakan Çavuşoğlu da tehditlere boyun eğilmeyeceğinin altını çizdi.

“Tehdit diliyle, yaptırımlarla hiçbir sonuca varılamayacağını başından beri söyledik. Bugün yine bunu tekrarladık. Bunun da çok iyi şekilde anlaşıldığını düşünüyoruz”.

Ancak, Çavuşoğlu kısa vadede çözüm konusunda sinyal vermeyip diyalog kapılarının açık olduğunu vurgulaması dikkat çekti!  

“Bir görüşmede bu krizlerin ya da sorunların hepsinin birden çözülmesi beklenemez.

Ama sorunların çözülmesi için bundan sonraki süreçte de yakın işbirliği, diyalog içinde yakın çalışma konusunda mutabık kaldık”.

Temkinli iyimserlik içeren açıklamaların özündeki mesajsa ABD ile Türkiye’nin Brunson üzerinden yaşadığı sıkıntının çözümü için bir müddet daha beklenmesi gerektiğini söylüyor!

Dolayısıyla piyasalarda “bekle gör” stratejisiyle temkinli bir fiyatlama gözlenmekte.

Dış kaynaklı gerginliğin yatışması için dün gözlerin çevrildiği 100 günlük icraat programı açıklamasında ise Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın mücadele mesajları öne çıktı.

“Bir ekonomik savaşla karşı karşıyayız. Hiç endişe etmeyin, biz bu savaştan da galip çıkacağız.

Yastık altından gelin dövizlerinizi çıkarın, dolarlarınızı, eurolarınızı, altınlarınızı çıkartın, gelin TL’ye dönüştürün, yerli milli direnişinizi tüm dünyaya karşı ortaya koyun”.

Yeni hükümetin ilk 100 gündeki temel hedefi ise binin üzerindeki irili ufaklı proje hayata geçirmek.

Başkan Erdoğan dünkü basın toplantısında öne çıkan 46 milyar lira toplam bütçeli 400 projeyi açıkladı.

Ancak piyasalar yürüyen bu projelerden ziyade Orta Vadeli Ekonomik Program’ı bekliyor.

Erdoğan’ın programın ağustos sonuna kadar açıklanacağına yönelik mesajı ise “bekle gör” süresinin bu anlamda kısaldığını gösteriyor!

 

Sebze ve meyve nefes aldırdı ama

 

Dünün önemli bir diğer gelişmesiyse beklentilerin altında kalarak sürpriz yapan temmuz ayı enflasyonu oldu. 

Tüketici fiyatlarının aylık yüzde 0,55 artması piyasalarda pozitif bir algıya yolaçtı.

Ve neticede dolar 4 kuruş gevşedi.

Ancak aylık enflasyondaki olumlu gelişmeye rağmen yıllık enflasyon yüzde 15,85’le 2003’ten bu yana en yüksek seviyeyi gördü!

Tahminleri şaşırtan düşük temmuz ayı enflasyonunda başrolse yüzde 0,3 düşen gıda fiyatlarına ait görünüyor.

Gıda haricinde enflasyonu aşağı çeken tek kalemse inişe geçen giyim kuşam fiyatları oldu.

Kısacası taze sebze meyve ve mevsimi geçmekte olan yazlık giysiler TÜFE’yi kısmen dizginledi.

Ama, çekirdek enflasyonun yüzde 15’i aşmış olması ve üretici fiyatlarındaki artışın yüzde 25’i bulması gelecek dönem için alarm niteliğinde!

Üstelik son enerji zamlarının etkileri de bu tabloya eklenecek.

Kur geçişkenliği ile birlikte yıllık enflasyonun talepteki zayıflamaya rağmen yüzde 17’ye yaklaşması kuvvetle muhtemel.

Ancak TÜFE’nin yıl sonuna doğru yüzde 14-15 aralığına çekilmesi de güçlü bir olasılık olarak karşımızda duruyor.