Olay Gazetesi Bursa

Ekonomik manzara nasıl?

Türkiye ekonomisindeki seyir genel anlamda ılıman bir görüntü çiziyor. Daha doğrusu mevcudun korunması yönünde bir gayret var. Mesela büyümenin 2017’de olduğu gibi yüzde 7’lerde olmasa bile yüzde 6 civarı tutulması için tedbirler alınmakta. Keza çift hanede gezen işsizliği ve enflasyonu düşürme çabası da var. Ancak, kalıcı tek haneleri görmenin epey zaman alacağını da söylüyor öncü […]

Türkiye ekonomisindeki seyir genel anlamda ılıman bir görüntü çiziyor.

Daha doğrusu mevcudun korunması yönünde bir gayret var.

Mesela büyümenin 2017’de olduğu gibi yüzde 7’lerde olmasa bile yüzde 6 civarı tutulması için tedbirler alınmakta.

Keza çift hanede gezen işsizliği ve enflasyonu düşürme çabası da var.

Ancak, kalıcı tek haneleri görmenin epey zaman alacağını da söylüyor öncü veriler!

Yani şimdilik öncelikle enflasyonda ve işsizlikte mevcut oranların yükselmemesi için çalışılıyor.

Bu atmosferde baş edilmesi gereken bütçe ve cari açık konuları da var.

Devlet destekleri büyümeyi forse ettikçe bütçenin zorlanması normal aslında!

Ancak seçim yılının da yaklaşmakta olması bütçe tarafında daha fazla gedik açma riskini artırıyor.

Diğer tarafta yüksek büyümeyi öne çıkardığımızda cari açığın da 2017’de görüldüğü üzere zıpladığına şahit oluyoruz.

Dolayısıyla 2018’de açıkları dizginleme konusunda gayretlerimiz olsa da mevcudun korunmasından çok öteye gitme şansımız zayıf!

Çünkü bir yanda petrol fiyatları can yakmaya aday görünüyor.

Diğer yanda ABD’deki faiz artış süreci cari açık finansmanını zorlaştırma sinyalleri veriyor.

Bu anlamda IMF Başkanı Christine Lagarde’nin “küresel ekonomide riskler artıyor” ifadesi de gidişata dair soru işaretlerini barındırıyor.

Kısacası belirsizlikler, geleceğe dair manzarayı bir miktar bulanık hale getiriyor!

Ancak, 2018’in 2017’ye yakın bir performans sergilemesi de Türkiye adına başarı sayılabilir.

Nitekim öncü göstergeler de bu manzarayı teyit eder havada gelmeye başladı.

Ocak ayında 5 ayın zirvesine çıkan ekonomik güven endeksi şubatta tekrar inişe geçti.

Ve bir önceki aya göre yüzde 1,8 oranında azalarak 104,9 değerinden 103 seviyesine düştü.

Yani referans değer olan 100 puana yaklaşan bir gidişat var!

Peki ekonomiye olan güven tırmanışını niye sürdüremedi?

 

İç pazarda güven erozyonu

 

Ekonomik güven endeksini oluşturan alt endekslere baktığımızda tümündeki kan kaybı dikkat çekiyor.

Yani çeşitli kesimlere yöneltilen anket sorularına gelen yanıtlarla oluşan endeksler diyor ki;

Tüketicilerin yani vatandaşın yanısıra imalat sanayi, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü temsilcilerinin beklentilerinde bozulma var!

Detaylara baktığımızda hem tüketiciler hem de çeşitli sektör temsilcileri mevcut duruma genel olarak pozitif yaklaşmış görünüyor.

Ama özellikle gelecek 3 aya ait pozitif beklentilerde bir miktar geri çekilme dikkat çekiyor.

Ve ağırlıklı olarak da iç pazar beklentileri törpülenmiş görünüyor.

Çünkü ekonomik güveni özellikle inşaat, perakende ticaret ve hizmet gibi iç pazara hitap eden sektörler aşağıya çekmiş vaziyette!

 

Dış pazar umudu korunuyor

 

Mesela şubatta inşaat sektörü güven endeksinde yüzde 3,7’lik bir daralama dikkat çekmekte.

Perakende ticaret yüzde 1,5, hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 1,3 gerilemiş durumda.

Sektörel bazda reel kesim yani imalat sanayi temsilcilerinin sadece yüzde 0,1’lik bir geri adım atmaları ise…

Geleceğe dair umutların korunması adına sevindirici!

İmalat sanayinde moralleri zinde tutan temel argümansa ihracat performansına duyulan güven olarak karşımıza çıkıyor.

Tüketici güven endeksindeki yüzde 0,1’lik gerileme de vatandaşın hala umutvar olduğuna işaret ediyor.

Ancak gelecek kaygılarını da bir kenara not etmekte fayda var.