Olay Gazetesi Bursa

Ekonomide yeni dönem ne getirecek?

Pazartesi yeni dönem başlıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 9 Temmuz’daki yemin töreniyle beraber hayatımızın bir parçası olacak. Yeni yönetim organlarının şekillenmesiyle ekonomik icraatları dair sinyaller de daha güçlü biçimde gelmeye başlayacak. Hükümetin ve destekleyici yapıların nasıl şekilleneceği önem arz eden bir konu. Bakanlar kurulunun kimlerden oluşacağı, özellikle de ekonomi kurmayları kritik konuların başında gelmekte! Çünkü… Müsteşarlıklar ve ofislerle […]

Pazartesi yeni dönem başlıyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 9 Temmuz’daki yemin töreniyle beraber hayatımızın bir parçası olacak.

Yeni yönetim organlarının şekillenmesiyle ekonomik icraatları dair sinyaller de daha güçlü biçimde gelmeye başlayacak.

Hükümetin ve destekleyici yapıların nasıl şekilleneceği önem arz eden bir konu.

Bakanlar kurulunun kimlerden oluşacağı, özellikle de ekonomi kurmayları kritik konuların başında gelmekte!

Çünkü…

Müsteşarlıklar ve ofislerle beraber bakanlıkların görev alanlarıyla icraat güçleri ortaya çıktıkça gidişat dair fikir edinme şansımız olacak.

Ancak gelen ön sinyaller uzman ağırlıklı ve güçlü bir kadroya işaret ediyor!

Pazartesi günü yemin ederek göreve başlayacak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Partili olmayan bakanlarla kabine kuruyoruz.” şeklindeki ifadesi bu anlamda önemli bir sinyal içeriyor.

Yani işin ehli olan ve siyaseten eli bir nebze de olsa daha rahat olabilecek insanlar Türkiye için kafa yorup ürettikleri projeleri hayata geçirecek.

Zorlu küresel koşullar ve Türkiye ekonomisinin çeşitli nedenlerle birikmiş olan sorunlarına hızla neşter vurulması şart olduğundan…

Piyasalar sızan kabine bilgilerini pozitif değerlendirip satın aldı bile!

Küresel ticaret savaşlarının resmen başladığı dün itibarıyla oluşan gergin piyasa ortamına rağmen…

Lira değer kazandı döviz kurları karşısında.

Hükümette akademik dünyadan ve iş dünyasından önemli isimlerin yer almasına kesin gözle bakılıyor çünkü.

Mevcut koşullarda şüpheler olsa da realist politikaların izlenebileceğine yönelik beklenti artmış durumda.  

Son Başbakan Binali Yıldırım’ın “önceliğimiz faiz ve enflasyonu düşürmek” ifadesiyle özetlediği ana hedef bu anlamda büyük önem taşıyor!

Bu mesajın büyüme tarafında yumuşak inişi sağlayacak bir formülle süslenmesi halinde…

Piyasalar çok daha pozitif bir reaksiyonu gelecek hafta verebilir.

Kamu maliyesi açısından içirilmesi gereken acı ilaçların da dozunda verilmesi şart!

Yoksa bünyede tahribat yapabilir.

Ama çeşitli ilaçları içeren reçetenin zorunlu olduğu da kesin.

Dıştan esecek rüzgarlara karşı da savunma kalkanlarını güçlendirecek yapısal reformların bir an önce ilan edilmesi de!

Ön şartlar arasında görünüyor yeni kabine adına.

 

Üretken Türkiye zamanı

 

Çünkü sadece kısa vadeli önlemleri değil çok daha kapsamlı çözümleri de biran önce sahaya sürmek zorundayız.

Üretken Türkiye’nin cari açığa da enflasyona da çare olacağı kesin!

Yüksek faiz ve kurların ilacı da üretimden geçiyor.

Ama yüksek teknoloji odaklı katma değerin her sahaya yayıldığı bir üretim modelini…

Dünya ile rekabet edebilecek potansiyelle oluşturmak şart.

Yani çok konuşulan Ar-Ge, inovasyon ve tasarın tüm milletin öncelikli ödevi olma durumunda.

Çünkü keskinleşen bir rekabet ortamındayız.

5 G iletişim devrimi başladı bile!

Nesnelerin interneti ve endüstri 4.0 zaten sahada.

Ve 5 G bu tabloyu çok daha zorlu bir rekabet alanına dönüştürmeye başlamış durumda.

Yani Türkiye’nin kaybedecek bir saniyesi bile yok.