Dün bu soruya yanıt niteliğindeki veri bombardımanıyla karşılaştık.
Sanayi üretimi, işsizlik ve bütçe performansına dönük veri setleri 2018’in ilk çeyreğine dair bir fikir vermekte.
Büyümenin en güçlü göstergelerinden biri olan sanayi üretimi Şubat 2018 itibarıyla yıllık yüzde 9,9’luk artışa imza attı.
Bu veri önceki artış oranlarının biraz altında kalsa da 2017’ye kıyasla çarklardaki gücün korunduğunu gösteriyor!
Ancak, mevsim ve takvim etkisi arındırılmış üretim rakamı ocak ayına oranla yüzde 0,2 düşmüş durumda.
Dolayısıyla bu hafif ivme kaybını dikkate almak gerekli.
Bu tablo aynı zamanda açıklanmaya başlanmış olan yeni teşviklerin önemini de bir kez daha ortaya koymakta!
Detaylara baktığımızda 2017 Şubat’ına göre özellikle sermaye malı ve ara malı üretim artışları dikkat çekmekte.
Sermaye malı üretiminin yıllık yüzde 12,3 oranında artması önemli bir avantaj.
Ara malı üretimindeki artış oranı ise yıllık bazda yüzden 11,3 seviyesinde gerçekleşmiş durumda.
Aylık bazdaki kategori dağılımlarında ise sadece sermaye malı grubunda artış söz konusu!
Özellikle de dayanıklı tüketim mallarının yıllık yüzde 1,6, aylık bazda da yüzde 2,4 gerilemiş olması dikkat çekmekte!
Ancak genel toplam açısından yıllık bazda imalat sanayindeki yüzde 10,4’lük artış, pozitif bir tablo olarak yorumlanabilir.
Çünkü en büyük katkı 9,1 puanla imalat sanayiden geliyor.
İmalat sanayinde geneldeki iyileşmenin devamına ilişkin sinyaller de önemli.
Endeksi oluşturan imalat sanayine ilşkin 24 alt grubun sadece 3’ü endeksi geriletmekte!
Alt gruplardaki en büyük katkı ise 1,3 puanla gıda grubuyla karşımıza çıkmakta.
Tekstil ve otomotiv de güçlü katkılarıyla gündemde kalmaya devam ediyor.
Yüksek teknoloji artıyor ama…
TÜİK, üretimin bir de teknoloji yoğunluğuna göre karnesini de çıkarıyor artık.
Sanayi cephesinde yüksek teknoloji bazlı üretimde yüzde 12 gibi bir artış kaydedilmesi yıllık bazda dikkat çekici bir unsur!
Aylık bazda yüzde 1,2 seviyesinde bir iniş olması ise soru işareti yaratmakta.
Ancak gözlerin çevrildiği yüksek teknolojili ürünlerin üretim artışına yıllık katkısı bir puanda kalmış vaziyette!
Orta yüksek teknoloji üretim artışının ise yüzde 10,1’de seyrettiğini görüyoruz.
Neticede genel manzara itibarıyla ihracatın ilk iki aydaki güçlü seyirinin sanayiye ivme kattığını söylemek mümkün.
Ama son aylarda olumlu yönde gelişen baz etkisinin tersine döneceği bir döneme giriliyor. Buna rağmen ilk çeyrekte sanayi üretiminin yüzde 7 – yüzde 8 aralığında bir gerçekleşmeye imza atması kuvvetle muhtemel!
İşsizlikte iki farklı manzara
2018 Ocak dönemi işgücü verileri 2017’nin aynı dönemine göre istihdamda pozitif gelişmelerin olduğunu ortaya koydu.
Çünkü işgücüne katılımdaki 0,6 puanlık artışı rağmen işsizlik oranı 2,2 puan azalma ile yüzde 10,8 inmiş durumda.
Ancak Aralık 2017 dönemine oranla 0,4 puanlık bir artış söz konusu.
Ayrıca mevsim etkileri arındırıldığında oluşan işsizlik oranı Temmuz 2017’den bu yana kaydettiği düşüş trendine ara verdi!
Yüzde 9,9’da kalan oran patinaj izleri bırakmaya başladı.
Yine de teorik olarak bu yıl tek hanenin görülebileceği bir veri olarak karşımızda durmaya devam ediyor.
Bütçe tarafında ise negatif gelişim gözlenmekte.
Mart ayında ait açık artışı yüzde 3,6 ile sınırılı bir tırmanışa imza atsa da!
Aylık açık tutarı 20,2 milyar TL ile hayli yüksek seviyeye çıkmış vaziyette.
Giderler hala yüksek seyrediyor. Vergi gelirleri ise hedeflerle uyumlu.