İç gündemin giderek öne çıktığı günlerdeyiz.

Siyaset sahnesinin hareketliliği ekonomide de piyasalar yoluyla kendini hissettiriyor.

Ancak gözler seçim hazırlıklarındayken dış gündemin kendine özgü yarattığı dalgalanmalar da eksik olmuyor!

Geçen hafta piyasalar tüm bu gelişmeleri test etme fırsatı buldu.

Siyasette belirsizlik azaldığında rahatladı.

Belirsizlik arttığında gerildi.

Dıştan esen sert rüzgarlarsa can sıktı!

Ve gözlerin çevrildiği Merkez Bankası’nın uzun sürenin ardından sahaya inmesinin artçıl etkileri hissedildi.

Ama iç siyaset gündemine göre hayli cesur, dış konjonktüre göre ise hayli çekingen bir faiz artırımı geldi Murat Çetinkaya ve ekibinden!

Geç likidite penceresi borç verme faiz oranını 75 baz puan arttırarak yüzde 13,50 ye çıkaran Merkez ben de sahadayım dedi.

Bu adım içteki beklentilerin hafif de olsa üstünde bir faiz artırma olarak karşımıza çıktı.

Ancak etkisi hayli sınırlı kaldı.

Çünkü bir yandı kısmen satın alınmıştı.

Diğer yanda da açıklama metnindeki döviz kaynaklı enflasyonist risklerin varlığına dikkat çekilmesi yine endişeleri attırdı!

Bir de bunun üstüne aynı gün Amerikan 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 3’ün üzerine çıkması…

Merkez Bankası kararını neredeyse devre dışı bırakan bir atmosferin oluşmasına yol açtı.

Ancak, MB bu adımı atmasaydı dolarda yeni rekorlar görülebilirdi!

Neticede Amerikan’ın faiz gündemi ve ekonomik verilerinin önemi bir kez daha karşımıza çıkmış oldu.

Nitekim haftanın son işlem gününde nispeten zayıflayan Amerikan tahvil faizleri Türk para piyasalarına da olumlu yansıdı!

Doğal olarak seçime dönük angajmanlar zaman zaman pozisyonları değiştirirken…

Diğer taraftan MB’nin attığı veya atamadığı adımlar da iç gündemde piyasalara yön vermekte.

Küresel anlamda temel faktörlerse Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz artırım süreci ve piyasa faizlerinin dalgalı seyri olarak karşımıza çıkıyor!

Bu anlamda gelen ABD’nin verileri ve Başkanı Donald Trump’ın sürpriz adımları da gündem oluşturma potansiyeli taşımakta.
 

ABD istihdamı ve Fed toplantısı
 

Siyaseten daha rahat başladığımız yeni hafta; dış gündemin daha fazla konuşulacağı seansları karşımıza çıkaracak gibi görünüyor.

Özellikle Amerika’da nisan ayı tarım dışı istihdam rakamları açıklanacak önemli bir veri.

Bunun yanı sıra Fed’in toplantısı var.

Yani Amerika’nın izleyeceği politikalar Türk para piyasalarında sakinleşmenin devam mı ya da yeniden gerilim kat sayısının yükselmesi manasında etkiye sahip.

Teknik beklentilerde bu hafta Borsa İstanbul cephesinde alt kritik sınırı 106 bin 200 puan olmak üzere 110 binlik üst sınırda olacaktır gözler!

Daha geniş bir olasılık barındıran bant aralığı istenirse 105 bin – 111 bin 500 seviyelerinde olmalı gözler.
 

Dövizde dalgalı seyir gündemde
 

Dolar/TL’ de kritik seviye olarak 4,01 karşımıza çıkıyor!

Eğer aşağı yönlü kırılırsa 3,96 TL’ye kadar kurun yolu var demektir.

Ancak negatif gelişmelerde rahatlıkla 4,12 TL’lik bir direnç seviyesine kadar çıkış olabilir.

Euro’daki haftalık beklenti ise normal koşullarda 4,84 TL ile 4,97 TL aralığında bulunuyor.

Gram altında ise düşüş trendinin sınırlarına yaklaşıyoruz.

Yani bir miktar düşüş ihtimali daha var. Ama güvenli liman arayışı tetiklenirse tablo tersine dönebilir!

Doların TL karşısındaki seyri de gram fiyatın yönünü etkileyecektir.

Bu çerçevede normal koşullardaki haftalık beklenti 168 lira ile 177 lira arasında bulunuyor.