2018’in son ayına umutların tazelendiği bir atmosferde giriyoruz.
Zor geçen yaz ve sonbaharın ardından dipten çıkışa dair işaretler nihayet gelmeye başladı.
Özellikle ağustostan itibaren ardı ardına yaşanan olumsuzlukların bozduğu piyasa ortamının düzelmesi için atılan adımların işe yaramaya başladığını söylüyor veri setleri.
Keza dış konjonktürün de ciddi biçimde lehimize dönmesi toparlanma adına umutlanmamızı sağlayan bir atmosferi öne çıkarıyor bugünlerde!
Özellikle küresel etkilerin de desteğiyle döviz ve faizde başlayan geri çekilme en önemli moral kaynağı niteliğinde.
Aslında henüz reel ekonomiden net bir canlanma manzarası yansımıyor.
Ama beklentilerde bir iyileşme olduğunu söylüyor güven endeksleri!
Mevcut durum yanında geleceğe dönük beklentileri analiz eden ekonomik güven endeksi 3 aylık düşüşün ardından tırmanışa geçmiş durumda.
TÜİK’in açıkladığı 2018 Kasım ayı güven endeksi yüzde 9,1 gibi yüksek bir artışla 73,7 puan seviyesine çıktı.
Endeksin 100 değerinden küçük olması teknik anlamda genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösterse de!
Kasımda yüzde 9’u aşan artış, psikolojik iyileşme anlamında hem vatandaşın hem de iş dünyasının umutlandığını gösteriyor.
Çünkü alt endekslerde tüketicinin de işverenin de gelecek aylara daha iyimser baktığına dair izler var.
Tüketici ve reel kesim yani imalat sanayindeki durumu gösteren güven endeksleriyle hizmet ve perakende ticaret sektörlerindeki güven endeksleri artımış durumda.
Özellikle imalat sanayine ait güven endeksinin 96,8 değerine çıkması referans değere çok yaklaşıldığını gösteriyor.
Güçlenen beklentinin altında ise gelecek dönem siparişlerine yönelik iyimserlik yatmakta!
Ana sektörlerden inşaatta ise konut satışlarının verilen desteklerle tırmanışa geçmesine rağmen beklentiler hala negatif alanda bulunuyor.
Kasımda inşaat sektörü güven endeksinin 56,6 değerine gerilemesi maliyet baskısına karşın arzı eritecek talebin henüz oluşmadığına işaret etmekte!
Kısacası ekonomik aktörlerle vatandaşın geçtiğimiz aylara nazaran artan iyimserliği; kötü gidişatın hiç olmazsa durduğuna dair algının oluştuğunu gösteriyor.
Güven artışı sürecek mi?
Tırmanışa geçen ekonomik güven ve iyimserliğin kalıcı olmasıysa çeşitli şartlara bağlı.
En başta küresel rüzgarların lehimize esmesi büyük önem taşıyor.
Bu anlamda Amerikan Merkez Bankası Fed’in Başkanı Jerome Powell‘ın son açıklamaları bir fırsat penceresi açmış durumda!
“Güvercin” açıklamalar dolar endeksini geriye itiverdi.
Hedef faizin “hemen altında” olduklarını söyleyen Powell, TL varlıkların değerlenmesine de katkı sundu.
Çünkü bu açıklamalarla Fed’in 2019’da faiz artırımlarına ara verebileceği beklentisi güçlendi.
Ve neticede gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahı yükseldi.
Bu tablonun devamının geleceğine dair somut işaret içinse aralıktaki Fed toplantısını beklemek gerekiyor!
Küresel ekonomi adına da G-20 çerçevesindeki ABD-Çin görüşmesi de yakın takip konuları arasında.
Şu anda etkili olan petroldeki düşüşün devamı yada mevcut seviyelred kalması da Türkiye adına önemli.
Türkiye’nin etrafındaki jeopolitik gelişmeler de ekonomik güvenin reel yansımlarını güçlendirme açısından önemini koruyor.