Dolarda sakinleşme rüzgarları esiyor.
Ama gıdım gıdım bir gevşeme var.
Yine de dün son ayların en pozitif günlerinden biriydi lira adına!
Peki somut bir gelişme yokken neden kur inişe geçti?
Temel beklenti bugün saat 14:00’te açıklanacak olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu kararıyla sert bir faiz artışının gerçekleşmesi.
Peki bu beklenti gerçekçi mi?
3 Eylül’de yüzde 18’e dayanan bir enflasyonla karşılaştıktan sonra MB yönetimi bugünkü toplantıya atıfla faiz politikasında değişiklik sinyali vermişti.
Piyasalar bu sinyali 350-500 baz puan aralığında bir faiz artışı olarak algıladı!
Ve kısmen fiyatlama gerçekleşti.
Gerçi beklenti yelpazesi 150 ile 850 baz puan aralığında değişim göstermekteydi.
Ama enflasyondaki gidişat belli zorunlulukları karşımıza çıkardığından ağırlıklı beklenti 450 baz puan civarı şekillendi.
Amiyane tabirle “bundan aşağısı kurtarmaz” tarzında bir hava var piyasada!
Çünkü ekimde açıklanacak eylül enflasyonu yüzde 20’yi bulacak.
Döviz kurları zaptedilemezse ekim enflasyonu yüzde 22’ye çıkabilir.
Kur kaynaklı beklentiler fiyatlama davranışlarını fazlasıyla bozmuş vaziyette.
Bu gidişat zincirleme reaksiyonla yüksek enflasyonu kalıcı hale getirebilir!
Ancak, bu tabloya rağmen Merkez’in gereken sert adımı atıp atmama konusunda da soru işaretleri var kafalarda.
Çünkü…
Geçmiş dönem deneyimleri zamanlama ve etkinlik konusunda MB’nin karnesinin pek de iyi olmadığını söylüyor.
Ve eğer bugün sınırlı bir faiz artışı gelirse 3 Eylül’deki Merkez Bankası açıklamasından bu yana liranın sağladığı kazanım geri gider!
Yani 6,80 TL’ye doğru bir hareket yaşanır.
Daha kötümser senaryoda ise yani faiz artışının hiç yapılmaması…
Ve hatta 50 – 150 baz puan gibi mevcut tabloda çok cılız faiz artışının hayata geçmesi halinde…
Çok sert bir kur tepkisini görmemiz kuvvetle muhtemel!
Kaçınılması gereken böyle bir tabloda doların 7 liranın üstüne fırlaması işten bile olmayacaktır.
Piyasa beklentileriyle uyumlu bir faiz artışı ve güven mesajlarının öne çıktığı bir açıklama ise kuru 6 liraya doğru indirme gücüne sahip.
Yani çok kritik bir karar günündeyiz.
Fırsatlar ve riskler
TL’nin gerçek gücüne kavuşması için para politikasının önemi büyük.
Eğer MB gerekenleri yaparsa ciddi bir nefes alma fırsatı yaratabilir.
Ancak yeni Orta Vadeli Ekonomik Program gibi kritik birçok konu da önem taşımakta.
Gerçekçi hedefleri içeren OVP piyasaları daha da rahatlatıcı bir etki yapacaktır mesela!
Bütçe ve cari açık bazında pozitif gelişmelerin hızlanması da destekleyici bir etki yaratır lira adına.
Enflasyonu düşürecek yapısal tedbirlerin de artık lafta kalmayıp hayata geçmesi yapılabilecekler listesinin ön sıralarında yer alıyor.
Bütün bu adımlar dıştan esebilecek sert rüzgarlara karşı tahkimatımız güçlendirecektir.
Dış ilişkilerin aynı kalma koşuluyla içte yapılması gerekenler tam olarak yapılırsa doların 5,70 – 5,80 TL aralığına kadar indirilmesi kısa vadede mümkün olabilir!
Dıştan gelebilecek pozitif haberlerse kuru bir miktar daha aşağıya çekebilir.
Ancak dış kaynaklı istikrarlı bir geri çekilme için henüz erken.
Çok küçük bir ihtimal de olsa Amerikan Merkez Bankası Fed’in aralıkta faiz artışını pas geçmesi gibi bir şansımız da mevcut aslında!
Daha da bozulan dış ilişkiler ve ekonomide atılan adımların yetersizliğini içeren negatif senaryoda ise doları 7 – 9 TL’lik bir bantta bulma ihtimalimiz olduğu unutulmamalı.