Dolar aldı başını gidiyor.
Donald Trump’ın ABD’nin 45. başkanı olarak seçilmesinin ardından…
Tüm dünya paraları dolara karşı kan kaybediyor.
Dolar endeksinin 100’ü geçtiği bir dönemdeyiz.
Euro bile dolara karşı 1,07’ye inip yılın dibini gördü!
Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz artırım süreci yanında…
Trump’ın küresel ekonomiyi tehdit eden vaatleri…
Doları daha da hararetlendirmiş durumda.
Bu tabloda Türkiye kendi iç dinamiklerinin de etkisiyle…
Para birimi en çok hırpalanan ülkeler arasında yer alıyor.
Dolar/TL 3,32 gibi bir seviyeyi görmüş durumda.
Peki yeni rekorlara imza atabilir mi dolar?
Eğer Fed gelecek ay faiz artırır…
Ve 2017’de de daha agresif bir faiz artışına giderse…
Tüm gelişen ülke para birimlerini daha fazla değer kaybedecektir!
Fed’in tutumunu dolaylı da olsa yönlendirmekle kalmayıp…
Kendi uygulamalarıyla da dolara değer kazandırabilecek bir Trump faktörü de var.
Elbette piyasalar bu trendi 14 Aralık’taki Fed toplantısı öncesinde öngörme gayretinde.
Dolayısıyla beklentilerin kötüleşmesi doları şimdiden daha da yukarılara itebilir!
Bu anlamda eğer yeni destek konumundaki 3,33’ün üzerinde kapanışlar görürsek…
Dolar/TL’nin 3,35 – 3,37 bandına oturması zor olmaz!
Sonrasıysa 3,40 TL ve üzeri demektir.
Elbette geri çekilme opsiyonları da mevcut.
Kısa vadede özellikle Fed Başkanı Yelen’den ılıman mesajlar gelirse…
Kurun 3,24 – 3,28 aralığına geri çekilmesi mümkün.
Uzun vadedeyse olumlu iç dinamiklerin gelişmesi…
Kuru daha da aşağıya çekebilir.
Merkez müdahale eder mi?
Elbette bu öngörüler Murat Çetinkaya yönetimindeki Merkez Bankası‘nın…
Piyasaya müdahil olmadığı senaryoyu içeriyor.
Oysa rekor serisi hızlanırsa…
Merkez’in müdahale ihtimalinin de yükseleceği açık!
Çünkü dolardaki gidişat…
Döviz borçluluğu ve ithalat kaynaklı enflasyon nedeniyle…
Toplumun geniş kesimleri etkilemeye aday görünüyor.
Ancak şimdilik çok açık bir müdahale sinyali yok!
Bir yanda teknik nedenler söz konusu…
Diğer yanda da Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci‘nin “müdahaleye ihtiyaç yok” sözüyle…
Ortaya konan siyasi bir mesajın varlığı da unutulmamalı.
Yine de Çetinkaya ve ekibinin dolaylı adımlarla…
Kur istikrarı için devrede olması kuvvetle muhtemel!
3 T ne getirecek?
Bursa’nın marka değerini yükseltmek…
Sadece kent merkezini ilgilendiren bir sorumluluk değil.
İlçelerin de özel konseptleriyle…
Hem kendilerini hem de Bursa’yı maddi manevi öne çıkarmaları şart.
Bu anlamda Karacabey Belediyesi’nin ekonomik dönüşüm gayretleri dikkat çekiyor.
Ve geleneksel tarım bölgesi sıfatından sıyrılan bir trend söz konusu.
İlçe artık tarımın yanında turizm ve teknolojiyle de anılma gayretinde!
Öyleki ilçenin logosunu bu motiflerle bezeyerek…
Adeta resmi bir manifesto oluşturmuş Başkan Ali Özkan.
“Mobil” başkan Özkan ve ekibi 3 T stratejisiyle projelerini gündeme taşıyor.
Mesela…
TEKNOSAB‘ın bölgede yol açacağı tekonolojik değişime kendilerini hazırlamaya çalışırken…
Leylekleriyle, longozuyla, ılhamuruyla da… Karacabey’in adından söz ettirme çalışmaları sürüyor!
Elbette tarım ve gıda sanayi de yeniliklerle gündemde.
Örneğin Türkiye’nin ilk Tarım AVM’sini hayata geçirme hadefi dikkate değer.
“Tarım alanında neye ihtiyaç duyuluyorsa onların bulunabileceği…
Tarım fuarlarının gerçekleşeceği, deneme üretimlerinin yapılacağı bir konsepti… Karacabey’imize kazandıracağız”.