2016’nın ekonomik karnesi netleşmeye başladı.
Sert esen küresel rüzgarlar arasında…
FETÖ’nün başarısız darbe girişimi ve terör saldırılarına maruz kalan Türkiye…
Sayısız kredi notu darbesiyle de yüzleşti!
Döviz saldırıları ise ekonominin bir başka sorunuydu.
Üstelik ihracat rakamlarına da yansıdığı üzere…
Küresel pazarların zayıf olduğu bir dönemdi 2016!
Peki saldırıların ve belirsizliklerin zirve yaptığı bir yılda ekonomi ne kadar büyüyebilir?
Bütün bu olağanüstülüklere rağmen milli gelirin artışını sürdürdüğü kesin.
Ama iyimser olmak elbette zor!
Çünkü Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu...
Ve temel büyüme aralığı yüzde 4-5 düzeyinde.
Bu seviyelerin altında kaldığımızda ise…
İşsizlik başta olmak üzere çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz!
Ekonomi yönetiminin revize edilmiş son Orta Vadeli Ekonomik Program‘daki öngörüsü…
2016 adına yüzde 3,2 oranında milli gelir artışı…
Yani ekonomik büyüme beklentisi içeriyordu.
Geçen yıla ait temel göstergeler…
Ne yazık ki bu hedeften uzaklaşıldığını gösteriyor.
Hatta büyümenin hedef rakamın bir puan altına düşme ihtimali bile var!
Çünkü…
En kritik göstergelerden biri olan sanayi üretimi…
Yıllık yüzde 1,3 artışla beklentilerin hafif üzerine çıksa da…
Yüzde 3 veya üzeri bir ekonomik büyümenin işaretini veremedi!
Üstelik 2017’nin ilk ayları için de çok iyimser sinyaller gelmedi.
Nasıl mı?
Öncelik, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış üretim endeksi…
Bir önceki aya oranla yüzde 0,2’lik bir düşüş kaydetti.
Yani çarkların hız kaybettiği bir dönemden geçiyoruz.
Detaylarda bu tablo daha dikkat çekici biçimde görülüyor.
Sanayide büyüme imalat ve enerji gruplarıyla geldi.
Enerjinin katksısı 0,6 puanla sınırlıyken…
İmalat sanayi üretiminin 1,1 puanlık yukarı yönlü etkisi…
Nispeten sevindirici bir tablo!
Madencilikse genel üretim endeksini 0,4 puan aşağıya çekmiş görünüyor.
Neticede imalat sanayi odaklı bir artış olsa da sanayi üretiminde…
İmalat sanayindeki 24 alt gruptan 17’si düşüş göstererek durgunluğun işaretini verdi.
Yani…
İhracatı da sürükleyen otomotivin kurtarıcı rolü olmasa…
Sanayi üretiminin eksi yazması kaçınılmaz olurdu!
Temel eczacılık imalatlarındaki artışı bir kenara bırakırsak…
İmalattaki diğer tüm kalemlerin gerileme sürecinde olması dikkate çekici.
Büyüme hedefin altında
Ana üretim gruplarında dayanıksız tüketim mallarının artış sinyali vermesi olumlu.
Ancak, sanayi üretim endeksini güçlü biçimde yukarıya taşıyacak…
Bir potansiyelden bu grup adına söz etmek zor!
Dayanıklı tüketim mallarının üretimin düşüş göstermesiyse…
ÖTV indirimlerinin hayati önemini ortaya koymakta.
Ara malı imalatı da sıkıntılı dönemden geçiyor!
Dolayısıyla ekonomik desteklerin...
2017 boyunca gündemde kalması kaçınılmaz görünüyor.
Sanayi üretiminin 2016’nın büyümesine sunduğu düşük katkı ise…
Ne yazık ki; geçen yıla ait milli gelir artışını…
Yüzde 2,1 ile 2,4 aralığında sınırlayacak.