Olay Gazetesi Bursa

Cari belanın yarattığı riskler

Türkiye’nin döviz açığı büyümeye devam ediyor. Yani döviz bazındaki gelir ve giderimiz arasındaki makas açılmayı sürdürüyor. Üstelik beklentileri aşan bir hız söz konusu! Çünkü… Türkiye’nin dünya ile olan ürün, hizmet ve parasal alışverişini gösteren ödemeler dengesi rakamları, yada daha bilinen ifadeyle cari denge, mayıs itibarıyla yeni bir alarm verdi. Mayıs 2018 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerini açıklayan Merkez Bankası, 5,9 […]

Türkiye’nin döviz açığı büyümeye devam ediyor.

Yani döviz bazındaki gelir ve giderimiz arasındaki makas açılmayı sürdürüyor.

Üstelik beklentileri aşan bir hız söz konusu!

Çünkü…

Türkiye’nin dünya ile olan ürün, hizmet ve parasal alışverişini gösteren ödemeler dengesi rakamları, yada daha bilinen ifadeyle cari denge, mayıs itibarıyla yeni bir alarm verdi.

Mayıs 2018 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerini açıklayan Merkez Bankası,

5,9 milyar dolarlık açıkla karşı karşıya olduğumuzu bildirdi.

Oysa beklentiler cari açığın 5,45 milyar dolar civarında gerçekleşmesi yönünde ağırlık kazanmıştı!

Yani yaklaşık yarım milyar dolarlık bir sapma var öngörülerde.

Bu ciddi sapma temelde ekonominin beklendiği kadar soğumadığına işaret ediyor.

Aynı zamanda kur artışlarının öne çıktığı mayısta ithalata frenleyici yöndeki etkinin zayıf kaldığını da söylemek mümkün.

Çünkü mayısta dış ticaret açığı 2017’nin aynı ayına göre 678 milyon dolar artarak 6,5 milyar dolara çıkmış durumda.

Demek ki yüksek döviz kurları ithalatı frenlemediği gibi ihracata da ciddi bir ivme katmamış!

Yoksa dış ticaret açığımız yüzde 11,64 büyümezdi.

Nitekim piyasaların büyüyen cari açıkla ilgili kaygıları döviz kurlarını daha da yükseltti dün itibarıyla.

Parasal ve mali politikalara ilişkin belirsizliklerin dün yeni bir safhaya giren ABD – Çin ticaret savaşıyla birleşmesi de…

Türk para piyasalarının tadını kaçırma konusunda pay sahibi oldu!  

Bu anlamda küresel ticaret savaşlarının Türkiye’ye dış ticaret anlamında nasıl bir yansıması olacağı ise henüz net değil.

Ek vergiler nedeniyle daralma eğilimine giren dünya ticareti aslında olumsuz sinyaller veriyor.

Ama büyük ekonomilerin kapışmasından Türkiye’ye bir fırsat doğabileceğini ileri sürenler de yok değil!

Eğer büyüyen kapışmayı lehimize çeviremezsek ihracatta sorunla yüzleşmemiz kaçınılmaz hale gelirken…

Sermaye akımları üzerinden de cari açığın finansmanı anlamında sıkıntıları göğüslemek zorunda kalabiliriz.

Piyasaların reaksiyonu da bu yüzden negatif alanda gerçekleşiyor.

 

Gizemli para ve rezervler

 

Ülkenin döviz ihtiyacını gösteren cari açığı neticede yılın ilk 5 ayında 27,72 milyar dolar açık vermiş olması alarm özeliği taşımakta.

Son 12 aylık cari işlemler açığı ise 57,64 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

Önümüzdeki aylarda yavaşlama görsek de açık hızında…

Yıllık bazda 55 milyar dolarlık rakama yaklaşılacağı kesin gibi!

Yani cari açığın milli gelire oranı yüzde 7’yi zorlayabilir.

Bu oransa ekonomi açısından ciddi bir risk anlamına geliyor.

 Çünkü açığın finansmanı anlamında sıkıntılı bşir döneme girmiş bulunuyoruz!

Mesela mayısta kaynağı belli olmayan para giriş/çıkışını gösteren net hata noksan kalemi 3,38 milyar dolar fazla verdi.

Yani açığımız büyük oranda istikrarlı olmayan belirsiz bir kaynakla kapatıldı.

Ve ilk 5 ayda ‘gizemli para’ girişinin 7,11 milyar dolar olduğu da unutulmamalı.

Ayrıca doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, 703 milyon dolar azalarak 429 milyon dolara düştü mayısta!

Portföy yatırımları ise 1 milyar dolarlık net çıkışa imza attı.

Neticede, döviz ihtiyacı için yurtdışından yeterince para gelmeyince MB’nin rezervleri mayısta 2,82 milyar dolar azaldı.

Yani rezerv eriterek açıkları kapattık.

Ama unutmayalım ki hazıra dağ dayanmaz!