Olay Gazetesi Bursa

Canlanma bir başka bahara mı?

Fren izleri bu kez çok belirgin! Türkiye ekonomisi, siyasetin normal seyrine döndüğü ikinci çeyrekte umulanı veremedi. Yüzde 2,1`lik büyüme rakamı, cari açığı düşürmek ve borçlanma düzeylerini azaltmak üzere alınan tedbirlerle… Dövizi frenlemek üzere yükseltilen faizlerinaşırı bir etki yarattığını ortaya koydu. Yaz başında başlayan minik faiz indirimlerinin etkisini görmekse ancak yeni yeni nasip olmaya başladı! Haliyle ikinci çeyrek büyüme […]

Fren izleri bu kez çok belirgin!
Türkiye ekonomisi, siyasetin normal seyrine döndüğü ikinci çeyrekte umulanı veremedi.
Yüzde 2,1`lik büyüme rakamı, cari açığı düşürmek ve borçlanma düzeylerini azaltmak üzere alınan tedbirlerle… Dövizi frenlemek üzere yükseltilen faizlerinaşırı bir etki yarattığını ortaya koydu.
Yaz başında başlayan minik faiz indirimlerinin etkisini görmekse ancak yeni yeni nasip olmaya başladı!
Haliyle ikinci çeyrek büyüme rakamı faiz tartışmasını da yeniden alevlendirdi.
Peki eleştiri oklarına hedef olan Merkez Bankası Başkanı bu konuda ne diyor?
“Sert bir faiz indirimi yapsak vatandaş TL yerine dövize döner ve sert ve arzu edilmeyen etki yapabilir. Faiz yeniden yüzde 4,5`e inseydi, kurda yükseliş olurdu, yine Ocak`taki durumu yaşardık. İki kere iki dört. Bu kesin.” diyen Erdem Başçı yumuşak indirimden yana!
Kademeli faiz indirimini savunan Başçı, geleceğe dönük beklentilere de büyük ölçüde set çekmişvaziyette.
“Dikkatli olmamız gerekiyor, geri adım attıracak kararlar alınmaması gerekiyor”.
Yani büyüme adına gözlerin çevrildiği ikinci yarıyılda faiz desteğinin sınırlı kalacağı ortaya çıkmakta!
Üçüncü çeyreğe ait öncü veriler de hedeften uzaklaşan bir tablonun izlerini taşıyor.
Mesela…
Temmuza ait sanayi üretimindeki yüzde 3,6`lık beklentileri aşan artış bile büyüme hedefimizi desteklemeye yetmiyor.
Keza dün açıklanan cari açık rakamlarının çizdiği pozitif görünüm büyüme açısında pek de olumulu yorumlanacak cinsten değil!
Temmuzda 2,6 milyar dolarla son 11 ayın en düşük düzeyine inen döviz açığımız... Kronik belamız adına iyimser bir tablo çizse de!
Büyüme adına işlerin düzelmesinin zorlaştığını gösteriyor aynı zamanda.
Çünkü yapısal olarak çözemediğimiz sorunlar nedeniyle cari açık azaldıkça büyüme hızımız da düşmekte…
Bu durumda son çeyreğe ötelemek zorunda olduğumuz canlanma umudu için para politikası dışında acil tedbirlere ihtiyacımız var demektir!  
 
Reytingçiler neyin peşinde
 
Reyting kuruluşları yine baskı oluşturma peşinde… Mesela Fitch Ratings Türkiye`yi kafasına takmış!
Aşırı `duyarlı` analizlere yenilerini ekleyerek yine piyasaları germe havasında…           ÜstelikCumhurbaşkanlığı seçiminin hemen ertesi günü yaptıkları politik yorumların yalnışlığı ve sonuçta yarattığı dalgalanmalar hafızlardaki yerini korurken.
Dün de İstanbul`da düzenledikleri toplantıda Fitch uzmanları, Türkiye`nin olumsuzluklarını masaya yatırdılar.
“Türkiye: Daha fazla zorluklar yolda” başlıklı bir konferanstan ne beklenebilir ki zaten!
Keza Fitch`in internet sitesinden de uyarı dolu mesajlar geldi eşzamanlı olarak.
Neticede 3 Ekim`de yapacakları not değerlendirmesi öncesinde bir nevi kötü habere hazırlık görüntüsüvar… Ama daha ziyade `notunuzu birçok olumsuzluğa rağmen şimdilik kırmadık, değerimizi bilin` kabilinden bir değerlendirmenin altyapısı oluşturuldu.
Çünkü… Yerli yersiz açıklamalarla Türkiye`yi zarara uğratmalarına kılıf uydurma gayreti de denebilir dünkü toplantının özetine!
Ancak, objektif olmaları gerekirken spekülatif tutum da sergileyebilen reyting kuruluşlarına karşı bizim deevödevlerimizi daha iyi yapmamız şart.
Cari açıkla enflasyonun kontrol altında olduğu… İstikrarlı büyümenin yakalandığı…          Özellikle kısa vadeli döviz bazlı borç stokunun da sağlıklı sınırlarda seyretiği bir tabloda reytingçilerin `yamuk yapma` şansları kalmaz!