Ekonomide ilk çeyreğin fotoğrafı netleşmeye başladı.
Beklentileri zorlayan bir ekonomik büyümenin işaretleri var karşımızda.
Baz etkisi de dikkate alınırsa son verilerin ışığında yüzde 7 – 8 aralığında bir büyüme ile karşılaşmamız pek de zor değil!
Gerçi bu hızlı büyüme temposu enflasyon ve cari açık üzerinde sıkıntı yaratabilecek sinyaller de içermeye başladı.
Ve kredi derecelendirme kuruluşlarına uyarı ve not kırma mazereti sunar hale geldi.
Ama istihdama da yansımaya başladığı üzere Türkiye’nin iş ve aşa ihtiyacı var.
Dolayısıyla hızlı büyüyen ekonominin faydalarını kısmen de olsa görüyoruz.
Ama bundan sonra kontrollü bir yavaşlamanın da nimetleri olacağı kesin!
Peki sağlıklı bir yavaşlama mümkün mü?
İkinci çeyrek için fırsat kaçmış durumda.
Yaz aylarından itibaren soğuma işaretleri daha belirgin hale gelecektir.
Ancak önemli olan keskin bir duruşun gerçekleşmemesi!
Bu anlamda büyümenin ana dinamiklerine baktığımızda imalat sanayinin öne çıktığını görüyoruz.
Detaylarda ılıman yavaşlama işaretleri barındıran mart rakamları öncelikle ihracatın sürükleyici rolünü ortaya koymakta.
Ama perakende cephesinden gelen veriler iç talepte de güçlü bir duruş olduğunu gösteriyor!
Perakende satış endeksinin martta yıllık yüzde 7,4 artması yanında yüzde 18,1’lik ciro artışı…
İç piyasa dinamiklerinin büyümeye olan etkisini de net biçimde gösteriyor.
Keza AVM ciroları da enflasyonun üzerinde büyümeye devam etmekte.
Neticede martta sanayi üretimi yıllık yüzde 7,6 büyüdü.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış üretim endeksi de aylık yüzde 0,2’lik bir artış gösterdi.
Yılın ilk iki ayında yaşanan aylık gerileme böylece yerini çıkışa bırakmış oldu!
Bu tablo büyümenin ikinci çeyrekte de korunacağının işareti sayılabilir.
İç talep güçlü ama…
İmalat sanayinin genel üretim artışına 7 puanlık katkı vermiş olması da bu trendin kanıtı niteliğinde.
Özellikle de gıda üretimi katkısının 1,4 puanla başı çekmesi iç tüketimdeki trendi ortaya
koymakta!
Giyim kuşam ve otomotivin de üretim gruplarında katkı listesinde önde olması talep canlılığının bir işareti.
İmalat sanayinde 24 alt grubun 19’unda büyüme kaydedilmesi iç ve dış talebin genel anlamda pozitif olduğunu gösteriyor.
Ancak, döviz kuru ve faizlerdeki yükselişin iç talep üzerinde baskılayıcı etkisinin…
Özellikle hazirandan itibaren kendisini hissettirmesi kuvvetle muhtemel.
İhracatın önemi
İhracata konu ürünlerin sanayi üretimine katkısının 5,6 puan seviyesinde bulunması dış cephede umutların tazeliğini koruduğunu gösteriyor!
Çünkü…
Dövizdeki yükselişin pozitif yansıması ve dış talebin canlılığını sürdürmesi yılın ikinci yarısı adına sanayicinin en büyük kozu olacaktır.
Neticede nisandaki baz etkinin de devreye girmesiyle sanayi cephesinde hız azalsa da büyüme devam edecektir!
İç talepte yılın ikinci yarısında yaşanacak yavaşlamayı ihracatın dengeleme ihtimali kısmen mevcut.
Ama artan maliyetler, küresel ticaret savaşlarının olası artçıl etkileri…
Ve en büyük pazarımız Avrupa’daki yavaşlama olasılığı gibi etkenlerin ne ölçüde ihracatımızı etkileyeceği konusu da dikkate alınmak zorunda.